Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir yağmur damlası..
Gecenin bilmem hangi saati.. Pencerenin önünde bu satırları yazıyorum. Dışarıda kimseyi incitmeden yağan bir yağmur.. Sokak lambasının ışığı birkaç kedi ve köpek, tek tük geçen arabalar.. Bilmiyorum nedendir yağmur yağdığı günler Sanki ince ince içime hüzün çiseliyormuş gibi hissederim.. Eski zamanlara giderim... Biz küçükken babannemlerin evinin damı vardı. Her yağmur yağdığında su akardı.. telaşla koyardık leğenleri.. sabah olduğunda boşaltır, okula giderdik . Ayakkabılarımızdan su geçmesin diye kenardan yürürdük.. hâlâ içimde kalmıştır yağmur birikintisi olan yerlere basmak.. Ve itiraf edeyim şuan hep su birikintisi gördüğümde basarak geçiyorum. :) Neyse asıl konumuz bu değil; yağmur ve hüzün birbirine çok benzeyen, çoğu kişiye ilhâm olmuş iki kelime.. İnsanın yüreğine hüzün çöktüğü zaman gözlerden yaş gelir. Tıpkı gökyüzü gibi.. ve bilmiyorum siz o zamanlar nasıldınız, ne anlıyordunuz? Ama ben hep bulutları ağlıyor zannederdim.. Ondandır belki de bu hüzün algısı. Geçmişten geçememektendir belki de. İçinizden ne kadar abartıyorsun diyebilirsiniz ama ben böyleyim işte dertlenirim evsizleri; ıslanan kediyi,köpeği..Kendilerini korumak için köşelere kaçmaya çalışan herkesi, herkese üzülürüm. İşte böyledir yağmur; kimine göre romantiklik kimine göre sevinç, kimine göre hüzün, kimine göre cefa, ve en önemlisi Rabbimin Rahmeti.. Bu kadar çok duygu taşıdığındandır bunca zamanlardır hep bir şeylere konu olması..
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.