1990'lar eşcinselliğin psikolojik olmaktan çok "biyolojik" bir durum olduğunu, bir seçimden çok yazgı olduğunu gösteren deneylere tanıklık etti. Müstakbel eşcinsellerin çocukluklarında farklı kişiliklere sahip olduğunu bildiren, eşcinsel erkeklerin beyin anatomilerin heteroseksüel erkeklerden farklılıklar gösterdiğini ortaya çıkaran çalışmalar yürütüldü; ikizlerle yapılan birkaç çalışmada eşcinselliğin Batı toplumunda büyük oranda kalıtsal olduğu gösterildi. Eşcinsellik erken bir safhada, muhtemelen doğumdan önce ortaya çıkan, dönüşü olmayan bir tercihtir. Ergenlik yalnızca var olan yangını körükler.