Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yine zweig yine olağanüstü bir kitap.Zweig olağanustu bir şekilde yine piskolojik bir kitap yazmış.Zweig'den alışık olduğumuz tarzıyla isimsiz bir kahramandan yine bahsediyor.Olay genç zengin bir adamın can sıkıntısından ,boşluktan ,kofluktan faydalanıp içinde var olan enerjiyi, zıt tarafına dönüştüren bir gurup olaylar silsilesinden bahsediyor.Buna inanırım herkes içinde kendi zitliklarini barındırır ,çünkü bütün karakterler varolan karakter enerjilerini ve zittini aynı kaynaktan alır,yeter ki bunu kullanmayı bil ,yeter ki bunun farkında ol ,bunu kesifet.Zweig karakterin daha çok piskolojik durumundan bahsetmiş ama kitabın sonuna doğru ,hikayenin akış yönüne doğru istemsizce her nekadar zweig sosyolojik derinliğine girmesede olayın ,sosyolojik ve sistemsel bir problem olduguda gayet açık bir şekilde görünüyor.Gunumuzdeki sistem bizden tek istediği şey daha fazlasını kazan hep daha fazlasını kazan ,kazanmak için her şeyi yap.Bu sistem aynı zamanda beraberinde ölçüsüz bir bireysellestirmeyide getiriyor.Bugun ki bir çok nihilist felsefenin ortaya çıkış sebebi de tamamen bu acımasız sistemin oluşturduğu yalnizlastirmadir.Bu sistem doğal bir sistem değildir.İnsanogluda her ne kadar doga dışı davranabilen tek varlık olsa bile doğanın bir parçasıdır ,doğa olmadan yaşayamaz.Bir şempanze ile insanın arasındaki en büyük fark ;biri geningeninin kolesidir digeri ise istediğinde genin efendisi olabiliyor.Farkinda olmanın farkında olmak.Sempazenin genleri ona yemek ye derse gidip yemek yer ,ama insanın genleri yemek ye derse bunu reddedebilir.Bu fark aynı zamanda insanoğlunun inanılmaz derecede tehlikeli kibrininde temel sebebidir.Bu şekilde yaşamaya devam ederse insanlık kendi sonunu hazırlar.Simdiye kadar bu şekilde davranarak hem kendi turune hem de doğaya verdiği zararın haddi hesabı yok.Surekli kazanamayiz hiç bir şeyi sürekli yapamayız bunu yapmaya devam edersek insanlık kendi sonunu hazırlar.O kaçışı olmayan gün geldiğinde umarım bizler için bir acil çıkış kapısı kalır.Keske insanoğlu hiç ateşi bulmasaydi hiç ateşi kontrol edemeseydi ,o zaman bir sorunda kalmazdı. Karakterimizin temel sorunu da tam olarak bu bir anda bütün acımasız saçma sorunların ötesinde toplumdaki hiyerarşi merdivenin de kaymak tabakada şanslı bir şekilde yerini buluyor.Nichenin bahsettiği üstün insana istemsizce ulaşıyor.Peki bu dakikadan sonra ne yapması gerekiyor?Artik istediği herşeye sahip.Acisiz ,temelsiz mücadelesiz şans eseri bu konumda.Sonuc hüsran ama yazarımız karakterimizi bir şekilde evirip çevirip varolduğu piskolojiden kurtarıyor.Aci çekerek bu konuma gelseydi ne olurdu ? Bence yine hüsran olurdu ama her bilinç farklı olduğu için ve karakter zweingin karakteri olduğu için bir şey diyemeyeceğim.Neden hüsran biliyor musunuz?Çünku sistemin karakterimize etkisi doğa dışı davranıp,doga dışı bir kavramın sonuçlarına neden olması.Yani yalnızlık... İnsanoğlu varoluşundan beri sosyal bir varlıktır.Sosyal davranmayan diğer insanlara yardımcı olmayan insan toplumdan dislanip acı çekecektir.Bu hem felsefik hem de bilimsel bir gerçektir.İnsan yalnız kaldığı zaman beynindeki fiziksel acıyı uyaran nöronlarınin tetikledigi bilimsel bir gerçektir.Karakterimiz bir noktada bunun da ötesine geçip salt can sıkıntısını hissediyor.Bence can sıkıntısı can acisindanda kötüdür.Cunku can acisinin kaynağı bellidir ama can sıkıntısının kaynağı belli değildir.Yavas yavaş insanın içini yiyip bitirir ve hiç bir şeyin farkına varamazsıniz.Yazarimizin müthiş Olasılıksız çabaları sonucu karakterimizin can sıkıntısının kaynağını bir gece de hatta olağan üstü bir gecede bulmasını sağlıyor.Bu olağanustu buluşun imkansızlığı kitabın ismini zaten veriryor. Yalnızlık tamamen insanın doğasına tersdir.Bir çok piskolojik problemin temeli yalnızlıktır.Sosyal kibri olan içine kapanık karakterimiz bir noktada bunu yalnızlığını elindekilerini paylaşarak sosyal kabul görüyor ve kendi içindeki enerjiyi kibirden ,sevgiye dönüştürüyor.Sonuc olarak karakterimiz bu durumdan kurtuluyor.Bireysel bir kurtulus olağanüstü bir kurtuluş.Ama çözüm bu değil bundan eminim.Cozum konformisttir.Simdilik bu imkansız gibi görünüyor ama unutmayın şimdilik.Su gerçeği de unutmamak gerek muhtemelen çözümü bugün yaşayan bizler göremeyeceğiz.Yazik. Zweig her bir cümlesi altın değerinde, kelimeleri eğip bükmek konusunda tam bir usra sanatçı.Van goghun dönenceler çemberi adlı tablosunda umudu temsil eden kelebekler 90 sayfalık kitabin sonunda yazarımız tarafından okuyucularına şu iki cümleyle hediye ediyor."Kendini bir kez keşfeden kişi,bu hayatta hiçbir şeyi kaybetmez ,Ve kendi içindeki insanı bir kez anlayan kişi,tüm insanları anlar."Kalemine sağlık Zweig senle tanışmayı çok isterdim.Her zaman yüreğimde yaşayacaksın,acı dolu yaşam hikayen ve husranli sonunla saygılar...
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,8bin okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.