Dört dörtlük serinin üçüncü kitabını elime alıp henüz ilk sayfasını okuyunca aklımdan geçen sözler oldukça samimiydi. "Bir kitap daha birinci sayfadan muhteşem olduğunu belli edebilir mi?"
Cevap çok net biçimde açık: "Evet, edebilir!"
Robotların, Uzaycıların ve dünya dışı yerleşime açılmış gezegenlerin evreninde bir dünyalı Elijah Baley, zekasıyla çok büyük işler başarıyor.
Üçüncü kitapla beraber robotlara karşı olan yargıları oldukça değişmiş ve de gelişmiş durumda. Hele ki bu yargılar Daneel'e karşı açıkça bir sonraki basamağa evrilmiş. Bu evrim öyle bir raddeye geliyor ki kitabın başında "Çocuk" ya da "R" diye başlayan isimlerle hitap ettiği bir robotu kitabın sonunda ortak bir başarı sonrası paylaşım yapılacak bir dost olarak görebiliyor.
Kitap bir bilim kurgu klasiği olması yanında Sherlockvari diyaloglar, beklenmedik karakter gelişimleri ve binlerce yıl sonraki olaylara ışık tutması bakımından da bir başyapıt. Özellikle binlerce yıl sonra "Vakıf" serisinde sık sık duyacağımız "Psikotarih" biliminin temellerinin atıldığı bölümler kitabın evreninde kimsenin bilmediği biz okurlara ait özel bir hazine.
Baş karakter Baley'in ,dünyada kapalı duvarlar arkasında yaşadığı için açık alanlara çıkmadaki endişesi (Agorafobi) dedektiflik yaptığı bölümlere öylesine ince zeka kırıntıları ile yerleştirilmiş ki bu bile başlı başına kitabı okumak için bir değer.
Uzun sözün kısası bu kitabı okumamda tavsiyesi olan ya da yorumları ile itici güç veren her okura minnettarım.
Okuduğunuz için teşekkürler.