Kitabı beğendim. Hoşuma gitmeyen bir husus oldu. O da yazarın politik düşüncelerini satır aralarına serpiştirmesi oldu.
Kendisi ile yapılan röportajda ifade ettiği şekli ile buraya bırakıyorum.
*Bazen politik dertleri olmayan yazarlara çok imreniyorum, sanırım hiçbir zaman onlar kadar sadece edebiyat anlatamayacağım; çünkü omzumda anlatmam gereken toplumsal meseleler olduğunu biliyorum. Bunun acısıyla yaşamak da benim hem talihim hem de talihsizliğim, ama benden önce yazılmış bütün politik romanları okumuştum ve bu metinler politik meseleleri nasıl ele almamam gerektiğini öğretti bana. Zaten çok sayıda sloganvari metin vardı, ancak edebiyatta gerçeklikle kurduğunuz ilişki farklı olmak zorunda. Ben hakikati anlatmaya çalışıyorum ve bunu bir ideolojiye ait bir hakikat olarak görmüyorum.”
Kendisi bu şekilde ifade etmiş olsa da ben Ağıtcı kadının hikayesini okumayı tercih ederdim.
Keyifli okumalar dileklerimle..