Gönderi

183 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Eril kafaya kafa tutmak!
"Erkekler! Evet size söylüyorum. Neden böylesiniz siz, neden? Nedir derdiniz sizin? Neden "hayır" denildiğinde bunun sadece ve sadece "hayır" anlamına geldiğini anlayamazsınız bir türlü? Nedir ezelden beri bizlere yönelttiğiniz bu şiddet? Nereden geliyor bu saygısızlık? Neden bizleri eşitleriniz olarak kabul edemiyorsunuz? Neden?" Aslında çok yönlü olan bu kitabın ana fikrini açıklayan bir alıntıyla merhaba demek istedim bu kez. Acı Portakal iki ayrı eksende ilerleyen bir roman. 80''li yılların sosyo-ekonomik atmosferinde dünyanın dört bir köşesinden Amsterdam'a gelen militanların eğitim aldıkları Enternasyonal ilkeleri benimseyen bir enstitüdeki yaşanan cinsel saldırı ve sonrasındaki süreç El Turco lakaplı kahramanımızın dilinden aktarılıyor. Şiddetten beslenen faşizme, eril düzene ve kadına yönelik her türlü şiddete karşı mücadele eden insanların arasından bile hâlâ ilkelliği aşamayan insanların çıkabildiğine ve bu bağlamda toplumsal cinsiyet konusuna parmak basılıyor. Romanın ikinci bir yönü ise post-moderm çağın günümüz şartlarında ele alınan olayların, kuşaklar arası ilişkilerin ve farklılıkların baba-kız diyalogları üzerinden anlatılıyor olması. Kitabın ismi oldukça ilginç değil mi? Acı Portakal adının anlamı ise daha da ilginç. Latin Amerika'da eğer bir kadın portakalın kabuğunu koparmadan soyup bir dilimini erkeğe verirse bu "sende gönlüm var" demekmiş. Erkek de uzatılan bu dilimi alırsa duygular karşılıklı anlamına geliyormuş. Ne kadar nahif... Çok severek okudum ben bu kitabı. Edebi yönünün yani sıra cümlelerin felsefi ağırlığı da oldukça fazla. Yiğit Bener eril kafaya meydan okumuş bu kitapla. Hem de bunu "iğneyi kendine çuvaldızı başkasına..." dercesine savunduğu ideolojinin sınırları içinde dile getirmiş. Harikaydı... Tavsiye ediyorum tabii ki. Çav bella
Acı Portakal
Acı PortakalYiğit Bener · Can Yayınları · 2019105 okunma
·
145 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.