YAŞAMIN İÇİNDE - FOLKLORUYLA- GÜNEY Denizli büyükşehir belediyesi kültür yayınları tarafından yayımlanan İnsan Ve Toplum kategorisine yer alan araştırma bir kitaptır. Kitabın amacı şehrinin tarihî, kültürel ve doğal güzelliklerini insanlara ve gelecek nesillere aktarılmasıdır. Tarihçiler ve coğrafyacılar, uzun zamanlardan beri insan topluluklarının, içinde yaşadıkları doğal ortamdan ayrı bir şekilde anlaşılamayacağını öne sürerler. İklim, toprak, su, bitkiler, hayvanlar, mineral kaynaklar ve fiziki yapı insan topluluklarını kısıtlarken aynı zamanda fırsatlar da sunar. "Yaşamın içinde Folkloruyla Güney" adlı kitabı ele aldığımız zaman değerli yazarımız ne kadar büyük ve zahmetli işi başardığını açıkça görebiliyor ve hayranlıkla izliyoruz. Bir insanın böyle güzel çalışmanın sonucu ancak memleketine olan aşkla başarabileceğini inancındayım. Yazar kitabın önsözünde şu ifadeler kullanır; ‘’Güney'im seni her Güneyli gibi ben de çok sevdim: Korkuların, sevgilerin, umutların, kaygıların ve her türden yaşatıp geldiğin inanışlarıyla sevdim. İçinde yer alan doğaya bağlı olarak geliştirdiğin maddi ve manevi kültür ürünleri ile sevdim. Üzerinde yaşamış fakat isimleri de kendileri gibi yitip giden, teriyle toprağı yoğuran, taşın arasında geçimini emeğiyle çıkaran arı gönüllü, temiz yürekli insanınla sevdim.’’ Değerli yazar Şerif Kutludağ ne kadar milliyetçi ruha sahip olduğunu çok iyi bilsek de aslında onun bu özelliği bu kitaptan daha iyi anlaşılıyor diye düşünüyorum. Kitap on bir ana bölümden oluşmaktadır ve Güney hakkında değerli okuyucu ne bulmak isterse her şeyi mevcuttur kitapta. Bölümler olarak kısa bilgilendirme yapacak olursak: Birinci bölümde Güney ilçesine toplu bakış, tarih ve kuruluş, ilk yerleşim, coğrafi durumu, idari durumu, sosyal gelişimi, ve eğitim gibi önemli konular yer almaktadır. İkinci bölümde ise sözlü edebiyatı konusu yer almaktadır Güney'in ağız özelliklerini, şahıs ve aile lâkaplarını, hitap ve selamlaşma şekillerini, atasözleri, bilmecelerini, ninnilerini, duaları ve beddualarını, mânilerini ve türküleri şair ve şiirler yer almaktadır. Üçüncü bölümde hayatın safhalarıyla ilgili olarak; geçiş törenleriyle, doğum, sünnet, askere uğurlama, hacca gönderme ve karşılama, evlenme, ölüm ve bayram törenleriyle Güney yöresi insanın hayatin her anı insanları birbirine yaklaştırmaya nasıl vesile eylediğini görüyoruz. Dördüncü bölümde halkın modern kıyafet ile geleneksel kıyafeti birlikte yaşattığını görüyoruz. Beşinci bölümde çocuk oyunlarındaki zenginlik ile yöre çocuklarının her ortamı ve her malzemeyi oyunlaştırma becerisini tespit ediyoruz. Altıncı bölümde halk hekimliği ile halk veterinerliği incelemesiyle doğayla kurulan dostluk ve onun sunduğu malzemeyi şifaya dönüştürme gayreti ve becerisini görüyoruz. Yedinci bölümde Hayvancılık ve tarım kültürüyle yüzyıllar içinde içli dışlı yaşayan yöre insanının halk mutfağında oluşturduğu kendine has bir beğenme ve lezzet kıvamına ulaştığı, bunu da ısrarla ve isteyerek koruduğu, sonucuna varıyoruz. Sekizinci bölümde inanışlar yönüyle Güney çok zengin yerine göre kaynağı bilinmeyen hayatın her safhasıyla ilgili inanışlar olduğunu anlıyoruz. Dokuzuncu bölümde tarıma dayalı kültür ve buna bağlı bazı mesleklerin seyri ve ortadan kalkmasını anlıyoruz. Onuncu bölümde yöreye özgü halk takviminin gelenekleştiği ve canlı bir biçimde işlerliğini koruduğunu anlıyoruz. On birinci bölümde halk mimarisinde doğal malzemenin ve doğallığın tercih edildiği, bu doğallığın bir sadelik içinde ortaya çıktığını dolayısıyla halk mimarisinin insanları birbirine yaklaştıran, kolayca buluşturan ve dost olmaya mecbur bırakan bir oluşum içinde bugüne geldiğini okuyoruz. Mensubu olmakla gurur duyduğum yörenin bir insanı olarak, Güney ilçesi ile dünün köyleri bugünün mahalleleri folklor -halkbilgisi hatıralarını derledim. Baharlarda bayırlardan toplanmış bir demet kır çiçeği, bağından koparılmış bir sepet üzüm ya da cebinize Konulmuş bir avuç kavurga misali bu çalışmayla Güneyden ve Güneylilerden bir ağız tadı sunmak istediğini belirten değerli yazarımız Bu çalışmayı sadece bilim adına bir derleme olarak görmediğini: Gözesinden çıktıktan sonra denizlere doğru akıp giden ırmaklara misal, doğduğu, büyüdüğü yerlerden çıkıp giden herkesin geriye dönüp sevgiyle bakabilmesi ve gönül bağı kurmasına bir vesile olmasını istediğim için hayata geçirdiğini söyler. Teşekkür ediyoruz değerli Şerif Kutludağ bu güzel bilgileri ölümsüz kıldığınmış için. Bizlere hiç görmediğimiz veya gidemediğimiz Güney bu kadar candan, samimi, ve sevgi ile tanıttığınız için. Umarım hepimizin bir gün mutlaka Güneye yolumuz düşer ve kitabınızda okuduğumuz değerli bilgileri şahsen yaşama, görme, hissetme mutluluğa erişiriz.

GüneyŞerif Kutludağ · Denizli Belediyesi Kültür Yayınları · 20191 okunma

·

122 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

N.Ş