Süt
Çevremde kimseler kalmadığında ortama çöken sessizliğin içinde sesinin tınısını işitmeye çalışırım. Gün içinde kulaklarımdan hiç eksik olmayan senden daha önce duymadığım sözcükleri sanki sen bana defalarca söylemişsin gibi zihnimde döndürüp dururum. Süt değişin mesela, dudaklarından henüz süt kelimesinin döküldüğünü duymadım. Lakin gün içerisinde süt dediğini duyar gibi oluyorum. Kadınlığını, anneliğini süt üzerinden düşünürken, gülümsemen geliyor dimağıma... Süt gibi saf bir gülümsemen olduğunu sanırım sana söylemedim. Aslında sana söylemediğim, söyleyemediğim o kadar çok şey olacak ki çoğunu belki kâğıtlara karalayacağım. Sana her aklıma geleni nasıl söyleyebilirim ki! Tek çare yazmak diye düşünüyorum. Bir araya geldiğimizde gözlerin konuştuğu birliktelikte dillere iş düşmez değil mi?
Hani gölün kenarında sen ellerini iki yana açıp, kuş gibi süzülmek istemiştin. Biliyorum henüz böyle bir şey yaşanmadı. İskelenin ucuna çok yaklaşma dediğimde, gülerek bir şey olmaz diye haykırmıştın. Sesinden ürken kuşlar kanatlanmıştı. Düşmemen için beline sarılmıştım. Ben seni koruduğumu düşünürken, sen uçmamı engelledin diye çıkışmıştın. İlk küçük tartışmamızı orada yaşadık. Biliyorum henüz böyle bir şey yaşanmadı. O gün benimle birlikte geçirdiğin saatleri hiç unutmayacağını söylemiştin. Seninle karşılaşacağım zamanı, mekânı sabırla bekliyorum. Belki geleceğe mektup yazıyorum. Sen beni henüz tanımasan da süt değişin hiç aklımdan çıkmıyor. İlk karşılaşmamızda süt kokusunu duyumsayacağımı çok iyi biliyorum. Beyaz bir sayfasın benim için, satır satır yaşayacağımız aşkı yazıyorum. Bekle beni geliyorum aşkım.
ihtiyar
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.