1948 tarihli Komünist Manifesto'sunda, “Gelmiş geçmiş tüm toplumların tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihidir. Hür insanlar ve köleler, aristokratlar ve köylüler, efendiler ve serfler, lonca üstatları ve kalfalar, kısacası ezenler ve ezilenler, sürekli karşı karşıya gelmiş, kâh gizliden gizliye kâh açık açık, süreğen bir mücadeleyi devam ettirmişlerdir,” der. Tarihin bu iki kutuplu okuması her insani etkileşimin ezenler ve ezilenler arasında yaşanan bir güç mücadelesi olduğunu ima eder. Dolayısıyla biri bir şey söylediğinde sorulması gereken, “Ne diyor?” veya “Doğru mu söylüyor?” değil, “Bunu kim söylüyor?” veya “Kimin imtiyazlarına hizmet ediyor?”dur.