Gönderi

E. H. Erikson'un belirttiği gibi: Psikanalizin başlangıç dönemlerinde, hasta öyle baskılardan mustaripti ki kim olduğuna dair bir düşüncesi vardı, ama o kişi olamıyordu. [Çağımızın hastası ise] en çok, neye inanması ve ne olması gerektiği - veya ne olabileceği- sorunuyla boğuşuyor ... her şeyi anlamsız bulma, kendini boşlukta hissetme, yaygın depresyon, sürekli ilgi alanlarının, hedeflerin, ideallerin ve değerlerin olmayışı ve "değer ve ideolojilerin yokluğundan" kaynaklanan "kopukluk duygusu" ile yaşadığı toplumda baskın olan "hayal kırıklığı ve kendini çevreleyen ortamdaki kinizm."7
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.