Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

408 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Zor bir soruyla başlayalım, 𝗶𝗻𝘀𝗮𝗻 𝗼𝗹𝗺𝗮𝗸 𝗻𝗲 𝗮𝗻𝗹𝗮𝗺𝗮 𝗴𝗲𝗹𝗶𝗿? Bilinç sorusu kadar zor değil belki, zira insan az veya çok kendisinin farkında. Bu soruya çoğu insan, bizleri özel kılan şeyleri -sanat ve bilimdeki başarılar, sözde uygarlığın tuzakları- ve bizi diğer türlerden ayrı kılan şeyleri düşünerek yanıt verir. İnsan türünün özel olduğu fikri öylesine derine işlemiştir ki aldıkları eğitim gereği gözleri açık olması gereken insanlar dahi, insanın üstünlüğüne dair o keyif verici varsayımların tuzağına düşer. İnsan olmak, basitçe, dünya gezegeninde yaşayan hayvanların bir çeşidi olduğumuz anlamına gelir. Genetik mirasımızın büyük bölümünü paylaştığımız diğer türlerle benzerliklerimiz, farklılıklarımıza göre daha dikkate değerdir. Kusursuz, modern kimyasal teknikler, bir insanın genetik malzemesiyle, yani DNA'sıyla bir şempanzeninkinin sadece yüzde bir oranında farklı olduğunu gösteriyor. O yüzden insan türünün diğer hayvanların davranış kalıplarına böylesine yakından uyum sağlaması pek şaşırtıcı değil. DNA'mızdaki o yüzde birlik fark bizi Afrika kuyruksuz maymunuyken insan haline getirmiş; insan olmak da insanlar için belli ki iyi bir şey. Bu kitapta, biz okurlara insan olmanın gerçekte ne anlama geldiğini ve hayatlarımızın hayvancı (!) mirasımız tarafından nasıl şekillendirilip etki altında tutulmaya devam ettiğini gösteriyor. Ancak bizler neden buradayız? İnsanlar nasıl yeryüzündeki mevcut en başarılı yaşam formlarından birisi oldu? Bu sorulara, yönelttiğiniz kişinin önyargılarına bağlı olarak pek çok cevap verilebilir. Bir astrolog insanlığın Venüs ve Mars uyumunu zırvalarken, astrofizikçiler size sonunda evrenimizin doğduğu o büyük patlamadan ve vücutlarımızı oluşturan kimyasal elementlerin pişirildiğinden ve yıldızlardan bahsedebilir. Bir evrim biyoloğuysa size doğal seçilimden ve uyumu en yüksek olanın hayatta kalmasından söz edecektir. Yapıtın öncelikli gayelerinden birisi; eserin insan davranışına dair derin bir kavrayışa sahip olmanın tek yolunun, diğer hayvanların davranışlarını açıklamakta çok başarılı olduğu görülen kuralların aynısını insan türüne de uygulamak olduğu konusunda okuyucuyu ikna etmek. Netice de insan olmak, basitçe, dünya gezegeninde yaşayan hayvanların bir çeşidi olduğumuz anlamına gelir. Biliyorsunuz, kökenimizi sonuç itibarıyla aile köklerimizden gurur duymayı düşünemeyeceğimiz atomik bir protoplazma küreciğine kadar geriye' götürebiliriz. Ancak bu kitapta o kadar da geriye gitmiyoruz. Hikayemiz baş edilebilir uzunlukta. Kitabın ilk bölümlerinde, bizlerin sadece yüzde bir oranında insan ve yüzde doksan dokuz oranında kuyruksuz maymun olduğumuzun kanıtlarını kuşku duyan bireyler için açıklamışlar. Temel soru, bizi bu kadar yakın akrabamız olan kıllı kuyruksuz maymunlardan fiziksel olarak ayıran özellikler nelerdir? Bizleri 'uygar' kılan davranışları bir kenara bırakırsak, Homosapiens'in keseliler dışındaki diğer memelilerle kıyaslandığında en göze çarpan özelliği, bizim yavrularımızın doğduklarında en çaresiz, en gelişmemiş yavrular olduğu ve bağımsız bireyler olmaya doğru gelişirken en uzun korunma süresine ihtiyaç duyduklarıdır. Evrim fikri insanlık tarihinde elbette çok eski, Atom fikri de en az 2500 yıllıktır (Demokritos) ama ancak 19. yüzyıl sonunda atomların varlığına ilişkin bilimsel kanıtlar ortaya çıkmış ve 20. yüzyıl başlarında kesin olarak kabul görmüştür. İnsanların evrimi genel olarak kabullenemiyor oluşunun nedeni din. Zira evrim herhangi bir ilahi müdahaleyi geçersiz kılıyor. Bu nedenle de Darwin'e gelen tepkiler, kendisinden önceki evrim kuramlarına olandan çok daha fazla. Daniel Dennett'in deyimiyle, "Darwin'in kuramı hem dostlar hem de düşmanlar tarafından suiistimal edildi ve çarpıtıldı. Ürkütücü politik ve toplumsal öğretilere bilimsel saygınlık kazandırmak adına kötüye kullanıldı. Karşıtlar tarafından karikatürlerle rezil edildi. Bunların bazıları çocuklarımızın okullarında "yaratılış bilimi" denilen sahte bir dinsel bilim karmaşasına alet edildi." Canlıların doğada ve yapay ortamda nasıl değiştiğini açıklayan evrim kuramı ve evrimin temel mekanizması olan doğal seçilim, Darwin'den bu yana sayısız bilim insanı tarafından sınanmış ve doğrulanmıştır. Gerçek kabul edilse de edilmese de - daha da doğru tanımlamam gerekirse: Bir düşünce ifade edilse de edilmese de, varlığı gerçektir ve güç barındırır. Netice de diplomatik cevaplar değil, bilimsel cevaplar vermeye çalışıyorlar kitapta. Ayrıca kitabın sonunda kaynakça bilgisi veriliyor, yaklaşık yirmi sayfa kadar. Metinde adı geçen kitaplar ve konuyla ilgili diğer kitapları temel seviyede tanıtıyorlar, bu kitaptan sonra tercih edilmesi gereken kitapları da özellikle vurgulamışlar.
İnsan Olmak
İnsan OlmakJohn Gribbin · Alfa Yayıncılık · 201928 okunma
··
315 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.