Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

BÖLGE VE ADAM CURTIS
“Hipernormalleşme”, Curtis’in yazar Alexei Yurchak’tan aldığı bir terimdir, ki o da kelimeyi 2015’te uydurmuştur. Curtis hipernormalleşmeyi, insanların bariz yalanlardan oluşan bir gerçekliğe inanmaya koşullanmaları süreci olarak tanımlar; çünkü ortada başka bir şey olmadığından bu yalanlar gerçek kabul edilmektedir. Yurchak’ın orijinal versiyonu daha karmaşıktır. İlk olarak bu fenomeni Sovyet bürokrasisinin resmi politik dilinde gözlemler. İddiasına göre, bu dil hipernormalize olmuştur, çünkü bürokratik söylemin sonradan gelen üreticileri, kendilerine ait olan değil, önceden var olan ifadeleri ve metinleri giderek artan oranda tekrar tekrar kullandılar. Yurchak’a göre, sonuç olarak Sovyet politik dili “hantal, alıntılamalı ve döngüsel” olmuştur. Siyasal aktörler “yeni bilgi üretenin sesi olmaktan, var olan bilgiye aracılık edenin sesine dönüştürmüşlerdir.” Bu sebeple önem verilen nokta, dilin içeriğinden, dilin konuşma tarzındaki eylemsel boyutuna doğru değişmiştir. Yurchak şöyle devam eder: Sosyalizmi, doğruluk ve yanlışlık ya da resmi bilgi ve gayri resmi bilgi cinsinden tanımlayan ikili anlatımlar, tam olarak da otoriter dilin bu eylemsel boyutunu fark edemiyorlar; böylece onu betimsel boyuta indirgemiş oluyorlar. Otoriter söylem, gerçekliğe dair doğru bir betimsel tanımlama sağlamadığından ve gerçekliğin bununla mücadele edebilecek bir tanımı yaygın olarak bulunmadığından, diyebiliriz ki son dönem Sovyet dünyası bir çeşit “postmodern” evrene dönüşmüştür; gerçek dünyada temellendirme artık mümkün olmayacaktır ve gerçeklik söylemsel simülakra indirgenmiştir.
Sayfa 53 - YortKitapKitabı okudu
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.