Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

236 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Çok Geç Okunmuş Bir Kitap Benim İçin.
Yıllar önce başladığım bir kitaptı. O dönem fırsatım olmadı ve yarım kaldı. Daha sonraki yıllarda tekrar elime aldım ve tekrar yarım bırakmak durumunda kaldım. Okumak için bir türlü fırsat olmadı. Ve şimdi tekrardan bu kitabı bitirmek adına elime alıp, bitireceğim diyerek söz verdim ve bitirdim. Ertelediğim için bu kitaptan özür diliyorum, çünkü okurken kafamda bir sürü düşünceler döndü, bazen kitaba odaklanmakta zorluk bile çekmeye başladım. Sabahattin Ali'nin kurgusunun, betimlemesinin gücünün beni nasıl kendisine hapsettiğini anlayamadım bile. Acı bir hikayeyle başlayan bir kitap, acı bir sonla da son buldu. Döneminin tüm gerçeklerini aslında tüm çıplaklığıyla yansıtıyor. Okudukça, bu topraklarda yaşanan tüm yüz kızartıcı ve cahillik dolu gerçeklerle yüzyüze geldim. Okurken bazen kanım çekilir gibi hissettim ve başıma ağrılar girdi. Aslında tüm yanlış olanları bir kitapta ve tek bir hikayede toplamış yazar. İlk başta, okumamanın gelecekte nelere mâl olduğunu bizlere anlatmış. Ardından parayla tüm kapıları açmak isteyenlerin pekâlâ da bu kapıları açtığını, diğer herkesin de buna göz yumduğunu, paranın kimdetye gücün de onda olduğunu anlatmış. Fakat beni en rahatsız eden durum ise çocuk yaşta bir kızın evlenmesinde asla sorunun görülmemesi ve annesi tarafından pazarlamaya (bilerek bu kelimeyi kullanıyorum çünkü yapılan pazarlanmaktan ve çıkar gütmekten başka bir şey değil benim gözümde) çalışılması. Buna da çok güzel bir şekilde göz yumulması. Ne acıdır ki şuan bile bu olayları hâlâ daha televizyonda görmeye devam ediyoruz. Bir şey daha beni çok rahatsız etti okurken. Neden bir erkek ve bir kadın(aslında bir çocuk) sadece arkadaş veya kardeş kalamaz? Neden bunun aksi olmuyor asla? Biliyorum olmuyor ama bu durum beni çok fazla rahatsız etti. Yazar neden bu yolu seçti diye kızarken, aslında gerçekleri bize anlatıyor diyerek duraksadım. Ardından diğer gerçeklere de baktım kitapta. Kadınların nasıl eğlence malı haline getirildiğine şahit oldum. Para uğruna ne kadar alçaldığını, anneliğin bile paranın bazı insanlarda önüne geçelemediğini anladım. İnsan oğlunun tüm çirkinliklerini okudum bu kitapta. Ve maalesef sadakatin herkesin taşıyamayacağı bir şey olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Aile yapılarının ne denli kuvvetli olması gerektiğini, evlenmekle ve çocuk yapmakla insanlığa bir katkı sağlanmadığını anladım. Öncelikle eşlerimizi doğru seçmeliyiz. Bir yanlış insan bile birçok insanın geleceğini mahvedebiliyor. Ne acı! Bu kitabı okumak beni epey etkiledi. Sonunda mezara girenler ve hayatı mahvolmuş insan yığınları kaldı. Çok yazık! Bu muhteşem kitap için Sabahattin Ali 'ye çok teşekkür ediyorum. Türk edebiyatında çok çok değerli bir yazar olduğunu hep düşünüyordum. Yazarlığın hakkını sonuna kadar veren, çok kaliteli eserler ortaya koyabilen, beyimlemeleriyle harikalar yaratan, kafamızda o kitabı tam olarak yaşatabilen bir yazar kesinlikle. Okunmasını tavsiye ediyorum. Eminim bir çoğumuz zaten okudu. Ama günün birinde tekrardan okunmayı kesinlikle hakeden bir kitapmış. Çok geç okuyarak bu düşünceye vardım. Umarım yıllar sonra bu kitabı bir kere daha okuma gücünü kendimde bulabilirim.
Kuyucaklı Yusuf 
Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019173,7bin okunma
·
608 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.