Zweig kitaplarını okurken filmlerden sahneler gözümün önünde istemsizce canlanıyor. Olay örgüsü, karakterlerin ruh halleri, bunlara dair bariz ortada olan tahlillere ulaşmak ve düşünmek çok zor değil. Kitap birkaç saat içinde bitirebileceğiniz akıcılıkta sürüyor.
Aşkının tanımını belki herkes farklı yapar ama yazar erkek olmasına rağmen bir kadının duygularını ve yaşadığı anormal aşkı inanılmaz farklı ve akıllara gelmeyecek bir biçimde okuyucuya aktarmış.
Ana hatlarıyla baktığımda bilinmeyen kadınımızda obsesyon bir aşk tanımı görüyorum. Sadakatle bağlı kalmayan umursamaz bir adam ve aksine körü körüne bağlanmış ve sevdiği adamı ilahlaştırmış bir kadın. Yıllar boyu karşılıksız devam eden sevgi bağı. Aralarında bir takım olaylar yaşanmasına rağmen kadını hatırlamayan adam. Her baktığı yüzde adamı gören kadın, baktığı tüm yüzlerde bambaşka suratlar gören adam..
Mektuba hitabında “Sana, beni hiç tanımamış olan sana,” diyerek başlıyor bilinmeyen kadınımız. Ve ekliyor, “beni dinleyeceğin bir çeyrek saat için yorulma, zira ben seni hayatım boyunca sevmiş olmaktan hiç yorulmadım.”
Duygulandığım ve ara ara sorguladığım bir kitap oldu. Meraklılarına kesinlikle tavsiye ediyorum.
Sevgiyle, esen kalın.