Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir Oda
,
Virginia Woolf
Virginia Woolf
’un kadınların kurmaca yazarlığı konusundaki kısa serüveniyle ilgili araştırma yapmak için gittiği kütüphaneye yanında bir erkek olmadan alınmamasıyla başlar. Bu girişle bile en baştan bir kadının neden bir erkeğe nazaran yazar olmak için daha çok çaba sarf etmesi gerektiği gösterilmiş olur. Eser boyunca da genel olarak her alandaki kadın ve erkek eşitsizliğinin özellikle kadınların edebiyatta yer alamamaları durumundaki etkisi sosyal, ekonomik, psikolojik etkileriyle incelenmiştir. Kadınlar neden daha az yazar, kadınların yazdıkları neden küçümsenir ve tüm bunların önüne nasıl geçilebilir gibi sorulara yanıt aranmıştır. Kendine Ait Bir Oda kitabına adını veren fikirden başlamak yerinde olacaktır. Virginia Woolf kitabın ilk sayfalarında bize “Eğer kurmaca bir metin yazmak istiyorsa, bir kadının parası ve kendine ait bir odası olmalıydı.” diyor. Yazar kurmaca yazarlığın kadınlarla olan ilişkisiyle özellikle ilgilenir. Bunun kadınların yüzyıllardır hem fiziksel açıdan hem de zihinsel açıdan aşağı görülmesi, eğitimsiz ve parasız bırakılmaları, çok erken yaşta evlendirilmeleri ve seçim şanslarının olmaması, edebiyatla ilgilenmeleri için fırsat bulamamaları ve bulsalar da küçümsenmeleri gibi çokça sebebi vardır. Virginia Woolf tüm bunları bizlere aktarırken tarafsız olmak, kendi cinsini övmemek, erkekleri aşağılayıcı herhangi bir tabirde bulunmamak için çok özen gösterir. Çünkü onun derdi her iki cinsten hangisinin daha üstün olduğunu kanıtlamak ya da erkek ve kadınlarla ilgili kesin hükümler ileri sürmek değildir. Yazar kadınların edebiyatta ne kadar var olabildiklerini inceleme aşamasında kadınların 19. yy. öncesinde yalnızca tek tük roman ve şiir kitapları yazabilmiş olmalarına karşın bu azınlığın da yine erkekler tarafından eleştirildiğini ya da yine erkekler tarafından savunulduğunu (nadiren), erkeklerin kadınlar için ve kadınlar adına yazdıklarını görmüştür. Yani kadınlar için yine erkekler düşünmüştür ve kimse kadınlara düşüncelerini yazması için olanak yaratma çabasına girmemiştir. Bu yüzden Woolf “Kadınların özgürleşmesi için erkeklerin verdikleri mücadele, özgürleşme hikayesinin kendisinden daha ilgi çekiciydi belki de.” demiştir. Bu noktada Woolf’un kitapta kurguladığı Shakespeare’in bir kız kardeşi olsaydı konulu kısacık hikaye oldukça ilgi çekici ve önemlidir. Virginia Woolf, Shakespeare’in kendisi kadar zeki, yaratıcı ve akıllı bir kız kardeşi olsaydı acaba o da abisi gibi muazzam eserler üretip dünyaca tanınabilir miydi? diye sorgulamıştır. Fakat kız kardeş erken yaşta evlendirilip bu minik hikayenin sonunda çok zeki, yetenekli ve yaratıcı olmasına rağmen hiç kimse tarafından tanınmadan ve keşfedilmeden hayata veda etmiştir. Çünkü imkanı, parası, zamanı, odası yoktur. Woolf’un “Kadınlar yarasalar gibi ya da baykuşlar gibi yaşar, yaratıklar gibi çalışır, solucanlar gibi ölürler…” cümlesi işte bu küçük hikayeyle anlam bulur. Keyifli okumalar...
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Koridor Yayıncılık · 201737,9bin okunma
··
1.062 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.