Gradiva, Latince “yürüyen kadın” anlamına gelen, yine 20.yy. başlarında konuşulmaya başlanan modern bir mitolojik figür ve onun rölyefidir. Antik Roma kenti Pompei’de ele geçirilen ve eteklerini kaldırmış yürüyen Pompeili bir kızı betimlediği için Gradiva adı verilen kabartma, Wilhelm Jensen sayesinde edebiyatta, Freud sayesinde de psikanaliz dünyasında önemli bir yer edinmiştir. Carl Jung 'un etkisiyle Jensen'in Gradiva romanını okuyan Freud daha ilk sayfalardan aşırı etkilenmiş ve günlerce hem bu rölyefe uzun uzun bakarak hem de bilinçaltı ve arkeoloji üzerine düşünerek zaman geçirmiştir. Hatta sırf bu roman üzerine yazdığı inceleme bir kitabı vardır. (Sanrı ve Düş) Arkeoloji zaten Freud için psikolojik açıdan çok önemlidir. Bilinçaltını ve rüyaları arkeolojik kazılara benzetiyor diyebiliriz. Bu romanın hikayesinde gerçekleşen yanardağ patlamasıyla birlikte küller altında kalan Pompei şehrinin yıllar sonra kazılması ve alttan çıkan nesnelerin karakterin çocukluk çağında yaşadıklarına ve rüyalarına bağlanması belki de Jensen'in Freud'dan bile daha önce bu konular üzerine kafa yorduğunun bir belgesidir diyebiliriz. Bu sayede Freud kendince yeni bir psiko-arkeolojik yaklaşım elde etmiştir. Geçmişimizde yaşadığımız her olumsuz olay aslında rüyalarımız ve hayallerimiz aracılığıyla olumlu bir şekle dönüşmektedir. Belki de bilincimiz bunu özellikle kendini korumak amacıyla yapıyordur. Kitaptaki karakterin başına gelen sanrılar, rüyalar da bize bunu gösteriyor gibi. Belki hikaye size hitap etmeyebilir, yer yer sıkıcı gelebilir ama özüne inince ve psikanaliz boyutunda düşününce verdiği mesaj ve bilgi çok fazla. O sebeple ben beğendim. Bilgece okumalar dilerim

Gradiva - Bir Pompei DüşüWilhelm Hermann Jensen · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022559 okunma

·

416 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hᥱsᥒᥲ Hypatia