Gönderi

Siz de değirmen çarkını gözleri bağlı öküz gibi, tutkuları öğüten değirmenin altı uşağının ellerindeki üvendireyi, şehvetten inleyip titreyen etinize batırdığı halde, varlık çarkının çevresinde hiç durmadan dönüp duruyorsunuz. Bundan vazgeçemez misiniz? Bu baştan çıkarıcı objeyi seyrederken, gözlerinizle onu yemeniz, yalanmanız, salyalarınızı akıtmanız ve şehvetten dizlerinizin bağlarının çözülmesi mi gerek? Evet, biliyorum! Acı bir şehvetle ıslanan aşk bedeni, ipek gibi yağlı tenin altındaki o kaygan organ, omuzların sevimli yuvarlaklığı, derin derin soluyarak koklayan burun, tahrik olmuş ağız, zarif yıldızlarla bezenmiş tatlı gögüsler, ter damlayan koltuk altı kılları, ellerin hiç durmadan otlakta dolaşması, narin sırt, derin derin soluyarak inip kalkan yumuşak karın, güzel kalçalar ve uyluklar, kolların şehvetle sarılması, çicek açmış gibi pırıl pırıl parlayan baldırlar, poposunun iki yanağının sunduğu çifte zevk ve bütün bunlardan tutkuyla coşarak, üretme aletiyle bunaltıcı pis bir gecede birbirini büyüleyip aşk sarhoşluğuyla kanat çırparak göklere uçmak, işte bunlar, biliyorum. Thomas MANN (Değişen Kafalar)
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.