Gönderi

450 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 23 days
"Kusurlu insan yoktu, kusurlu düşünceler vardı..."
Acımak; ruhun içinde bir şeylerin kırılışı, vicdanın yürek yakan çığlığı, dört bir taraftan sarıp boğazını sıkan bir el... Gerçeklerden kaçış için güzel bir bahaneydi aslında: ACIMAK. Anton Hofmiller, arkadaşının aracılığıyla meşhur Kekesfalva ailesinin tanışma yemeğine katılır. Yemek çok güzel geçer, sıra dansa gelir; Hofmiller çoğu kişiyle dans eder...taaa kii evin kızını dansa kaldırmadığını fark edene kadar... Bu düşüncesizliğine kızarak evin kızının yanına giderek dansa kaldırmak istediğini söyler. Onun bu sözleri kızı ve yanındakileri şoka sokar. Evin kızı-Edith- krize girer, Hofmiller buna anlam veremez.( Arkadaş biri de anlatmaz mı kızın durumunu? Yemeğe katılana kadar on kere öğrenirdin ama neyse... demeyeceğim. Lo niye kimse söylemedi? Nasıl arkadaşsınız? O kadar şey yaşayacaksınız bunun yüzünden...) Gerçeği öğrenince etraftakiler tarafından aşağılanma korkusundan korkar ve Kekesfalva'nın evini terk eder. Gece boyunca yaşadığı şeyleri düşünür ve düşüncelerinin ağırlığı yüzünden vicdan azabı çeker. Ertesi gün dayanamaz ve erkenden çiçekçiye gidip Edith için Kekesfalvaların evine çiçek yollar... Genç kızın sabırsız yüreğinin yangınını başlatacağından habersiz... Acıma; birinin yüreğini titretecek, diğerinin acısına acı katacak... Toplumun kurallarına aykırı olan bu tür bir sevgi, engelleri aşar mıydı? Hofmiller, bu çıkmazdan çıkabilir miydi? Edith, sevgisine karşılık bulabilir miydi? Kitabın sayfaları gözünüzü korkutmasın okuması o kadar akıcı ki... Okumak isteyenlere tavsiyemdir. Beğeneceğinizi düşünüyorum. O zamaaaann haydi buyrun okumaya... :D
Sabırsız Yürek
Sabırsız YürekStefan Zweig · Can Yayınları · 20166.2k okunma
·
209 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.