Her yazarın kullanmayı çok sevdiği ve kullandığı zaman mutlaka çok başarılı olduğu temalar vardır. Stephen King için bu, çocukluğun masumiyetinin bozulduğu olayların yıkıcılığıdır. King evreninde çok kez bir romanın ana kahramanı küçük, sevimli ve talihsiz çocuklardır. Ebeveynlerin onların dünyalarına giremediği derin, mucizevi ve samimi, üretken bir hayalgücüyle donanmış bu çocukları yine büyüklerin dünyasından gelme belalar sonsuza kadar değiştirir. King'in Maça Kızı'nda bu belanın adı Vietnam'dır. Savaş sürerken 11 yaşında olan üç arkadaş savaşın büyükler üzerindeki yıkıcı etkilerini dengeleyen masumiyetlerine dünyayı kavramayı çalışmayı da ekler. Üstüne bir de Kara Kule evreninin kaçak kırıcısı Ted Brautigan da eklenince dramatik yapı tamamlanmış olur. 5 bölümden oluşan ve ikisi sadece ana karakterlere bağlı ama farklı zamanlarda farklı olaylarla anlatılan öykünün tamamı nesil talihi denen olgunun üzerinde yapılanır. Coğrafya kaderdirin farklı bir versiyonu olan nesil kaderdir olgusu romanın tüm çocuklarını savaşa gitsin ya da gitmesin Vietnam etkisiyle birleştiriyor. Bir King romanında görüp görülebilecek en saf aşklardan birini, bir çocukluk aşkını 40 seneye yayarak o aşkın da nesil talihiyle örülü kaderini işliyor. Kör Willie ve Maine Üniversitesinin kumarbaz gençleri romanın uzun soluklu renkleri olsa da onlar da baş karakter Bobby Garfield'ın farklı evrelerdeki uzantıları. Ortalıkta pek az görünse de romanın tüm kahramanları 11 yaşındaki masumiyet timsali Carol Gerber'ın kaderindeki rollerini kaçınılmaz bir şekilde yaşayan çocuklar aslında. Okuyanlar bilir, kitabın başında bir apartmana ihtiyar bir adam taşınır ve 11 yaşında bir çocukla dostluk kurar. Çocuğun annesi de her anne gibi ihtiyarın, oğluna tacizde bulunabileceğinden endişelenir. Ama King, bu kısımlarda bunu açık açık yazmayıp yalnızca sezdirir. Taciz kelimesi ya da benzer şeyleri kullanmaz. Çünkü hikaye anne üzerinden değil çocuk üzerinden anlatılır. Çocuğun hakim olamayacağı konuları bir yetişkin gözüyle anlatırsa, okur, baş karakter olan çocuğun bakış açısını kaçıracaktır. Sıradan bir yazar bu bölümleri en dramatik ve korkunç şekilde annenin malum endişelerini anlatarak yazardı. Ancak King gibi işin ustaları öykülemenin bu gibi nüanslarının farkındadır. Stephen King, ilk hikaye hariç kendi ana evreninin dışında, kendi Vietnam'ıyla hesaplaşmasını Maça Kızı'yla tamamlayıp yoluna devam ediyor. Müthiş bir kalp krizi mizanseni, başta Sineklerin Tanrısı ve Lanetliler Kasabası (Midwich'in Guguk Kuşları) olmak üzere çocuklukla yetişkinliğin saydam sınırını zorlayan edebiyat ve sinema ürünlerinın eşliği, her defasında pişmanlıklar ve talihsizlikler yüzünden yeniden yaşanması gereken bir hayatın yaşanamayacağı gerçeğini yüze vuran göz yaşartan bir final, Rip-Rip, Vietnam sonrası Sully John, Liz Garfield gibi kendine özgü karakter yaratımı ve acı gerçekçi bir anlatım Maça Kızı ziyafetinin önemli yan unsurları. 4. ve artık son kez okuduğum Maça Kızı benim için her zaman en özel King romanlarından biri olacak. Sebebi herhalde kendime ait bir Vietnam'ımın olmamasının getirdiği boşluk hissi ve imrenme.

Maça KızıStephen King · Altın Kitaplar · 2000656 okunma

··

263 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.