Tarih yüzlü yaşlılar söyledi duydum
Dersim'de dağlar Dağlıktan çıkmazdan önce
Menekşeler saz çalarmış eteklerinde
Papatyalar halay çekermiş
Ve Manzur'un yüreğinde
Sular güneşi oynatırmış köpüklerinde
Şimdi çamlar yaralı
Çınarlar yorgun
Meşeler açlık büyütüyor pelitlerinde
Dersim dağlarında ot kucak kucak
Ne bilsin ki dostlar böyle olacak
Yağmur diye gökten kurşun yağacak
Yol verin geçelim Dersim dağları
Kitap sözlü sular söyledi duydum
Leş deresi tozlu bir yoldur artık
Demenan yaylası Munzur'a bakar
Ve Leş deresinden daha kan akar
Bu yüzden yaralıdır Munzur
Acısı kendi sularını yakar
Harçik suyundan öfke kuşanır
Fırat'ın bağrına sabır sağar
Ağıtlar süzüldükçe bulaklardan
Nergisler susar
Toprak durur-sularda zaman ağlar Dersim dağlarında çifte pınarlar
Suyunu içenler bizi anarlar
Her dağa çıkanı öldü sanırlar
Yol verin geçelim Dersim dağları
Şafak gözlü çocuklar söyledi duydum
Rüzgar barut kokmazdan önce
Böyle yanık açmazmış güller
Toprağın göğsüne
Saplandıktan sonra ihanetler Artık
Gülsüz ve bülbülsüz yakılmış türküler işte bu yüzden
Öfke rengindedir bütün çiçekler
Çocukların dudaklarında acı bir yangın
Ellerinde oyuncak diye boş mermiler
Fırat'ın koliarına uzanmış da
Munzur Kızılırmak diye türküler söyler
Dersim dağlarında bir kanlı tuzak
Yüreğim acıdır menzilim uzak
Bu dertli halleri kimlere yazak
Yol verin geçelim Dersim dağları