Kendimi Dersim yerine koyuyorum ve diyorum ki, bir coğrafya daha fazla ne ister ki senin gözlerinde ve ruhunda kalmak dışında. O da öyle düşünüyordur ve “kalırsam temiz yürekli insanlarda kalayım, yabancı gözlerde asılmadan darağacına” diyordur. Bir totem gibi dönüp dönüp sarmalıyorsun Dersim’i. Seni ve Dersim’i yanyana görürken mutlu bir iklim kaplıyor her yanımı. Nasıl ki oranın insanları taşı, suyu, ağacı, bilcümle hayvanları kutsar, onları öper, alnını onlara değdirirse, sende öyle yapıyorsun.
Dokunduğun yerleri incitmiyorsun, rızalıklarını alıyorsun. Senin gibi onların da can taşıdığını düşünüyorsun.
Sonbahardan sonra Ankara'da
Yalnızca kuşların isyanı vardır
Bakarsınız bir akşam üstü
Bütün ağaçlar kuş açmıştır
Ve gökyüzü meydanında
kuş dilinde bir miting başlamıştır Bir çığlıktır artık yaşanan
Sözcükler yetmez anlatmaya
Notalar fırçalar susar
Çünkü mitingten sonra kuşlar
Kırıp kanatlarını
Ankara'ya ölüm bırakırlar
Selamsız ve sabahsız gittiler
Önce şarkılar dizildi kurşuna
Sonra kahkahalar ve kuşlar
Şimdi bu serseri akşamlarda
O eski şarkılardan
Bir tek nakarat dolaşır yalnızca
Yeminim var şafaklar adına
Yorgun yüreklere biraz umut
Biraz sevgi sunmadan duramam
Doğanın dudaklarında dolaşır ellerim
Yaşamın tenini okşarım bütün gece
Karanlıklara karşı biraz bilim
Biraz estetik
Şiirsiz uyuyamam