Bohumil Hrabal (1914-1997), 1950’lerde başladığı yazarlığa, kendi döneminin yasakları ve baskıları nedeni ile kitaplarını 1960’larda çıkarmaya başlamış ancak yine de bir çok dönemde ‘yer altı yazarlığı’ yapmıştır. Kitabın son sözünde, yazarın kitaplarının, kendisininde onayladığı bir kaç versiyonunun bulunduğunu ve bunun nedeninin baskılardan kaçması ve/veya kelimelerle, cümlelerle, paragraflarla oynamayı yani yazmayı sevdiğinden olabileceği belirtilmiştir.
Gürültülü Yalnızlık kitabında, aslında bir dönemin nasıl kapanıp, diğerinin başladığını, Hant’a karakteri üzerinden anlatmış.
Hant’a kâğıt presleme fabrikasında 35 yıldır çalışan bir işçidir. Bütün amacı emekli olduğunda fabrikada bulunan presleme makinesini satın alıp, bahçesinde kendi kâğıt balyalarını yapmaktır. Fabrikaya gelen kitapları, kağıtları (yanlış basılan yasaklanan ya da çöpe atılan vs) bir sanat eseri üretir gibi preslemekte ve çevresini ünlü resim röprodüksiyonları ile kaplamaktadır. Kitaplar prese gitmeden bir kısmını kendisi için alır ve evinde 2 tonluk bir kütüphane oluşturur. Ve o kadar çok okurki, kafasında sürekli olarak cümleler gezinir. Aslında kafasında sürekli yankılanan bu düşüncelerden dolayı, kalabalıklar içinde yalnız ‘Gürültülü Yalnızlık’ içinde hisseder. Ve günün birinde, kendi presleme makinesinin kapasitesinin 4-5 kayı büyüklüğünde presleme makineleri ortaya çıkar ve bu makinelerde çalışan işçilerin de kitaplara hiç bir saygısı yoktur. Sonunda şunu anlar ki kendi dönemi kapanmış yeni bir dönem başlamıştır.
Ayrıca
Bohumil Hrabal, kitabın bir bölümünde Çingene kızına aşkını o kadar güzel anlatırki, detay vermem özellikle spoiler olabileceğinden hoş olmayabilir.
Bohumil Hrabal 1954-1959 yıllarında kâğıt presleme fabrikasında çalışmış bunun yanında da bir çok kitabı toplatılmış ve imha edilmiştir. Bütün bu yaşananlardan dolayı
Bohumil Hrabal ilk kitabını okudum, aslında yazarın kendisinin ifadesine göre ustalık kitabı, ve kesinlikle diğer kitaplarını okumayı düşünüyorum.
Değerli okur arkadaşlarım