Gönderi
TORANİ ~ ATİLLA YAŞRİN
Merhaba dostlarım. Size bugün @atillayasrin in #mori den sonra okuduğum ikinci eseri olan #torani nin yorumuyla geldim.
Mori ile başlayan hikaye Torani ile devam ediyor. Aslında ayrı ayrı da okunabilir bu iki eser. Fakat birinden birini okuyunca ister istemez ötekini okuma isteği doğuyor insanda. Çünkü anlatım harika. Tasvirler muhteşem. Betimlemeler kusursuz. Doğu kültürünü öyle bir işlemiş ki yazar, okurken herşey yanıbaşınızda canlanıyor. Yörenin gelenek görenekleri, yemekleri, örf-adetleri, şiveleri, toplum kuralları çok gerçekçi bir şekilde yansıtılmış.
İlk kitap Mori, Mori ile Dicle'nin suya atlamasıyla bitmişti. Bu kitap ise onları sudan kurtarmaya çalışırken yaralanan (kurtardi ama ikisi de yoğun bakımda), kasabaya ziyarete gelmis doktor Özlem 'in bir hastane bahçesine bırakılmasıyla başlıyor. Ama Özlem 'i kimin kurtardığı ve ilk yardımı kimin yaptığı tam bir gizem. Kasabada kimsesi olmayan Özlem'i evinde misafir eden Başhekim Melike, kimseye diyemediklerini Özlem'e anlatırken bulur kendini. Bir sırdaş, yoldaş olurlar yeni tanışmış bu iki kadın. Doktor Melike ve Özlem'in semaver eşliğinde, yıldızların altında yaptıkları felsefi sohbetler tam ziyafet... Tespitlere bayıldım. Bol bol altını çizdim satırların.
Sonu devam edecek hissi uyandırsa da bu kitapta gün yüzüne çıkan gerçekler şok etkisi yarattı bende. Sadece bir hikâye anlatmıyor bize yazar bir coğrafyayı ve coğrafyanın kader olup olmadığını da sorgulatıyor. Mutlaka ama mutlaka #mori ve #torani yi okuyunKaleminiz daim olsun Atilla Bey... İyi ki yazdınız, iyi ki okuduk
·
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.