Kemal Tahir bu kıtabı 1967 yılında yayınlamış. Benim doğduğum sene. Aynı yıl bir kitabı daha çıkıyor yazarımızın.. " Bozkırdaki Çekirdek "
Tarihsel olarak sene 1290.. yer Söğüt civarı.. Beylikteki; Ertuğrul Gazinin son, Osman Gazinin ise ilk günleri.
Kitaba ismini veren Devlet hatun, Bacılar diye geçen oluşumun eli kılıçlı lideri. Devir oyle bir devir ki , kadınlar bile silahlı ve eğitimli. Devlet hatunun iki oğlu var. Büyük oğlu daha kitabın başında ortalığı karıştırıp bundan çıkar sağlamaya soyunan bir Frenk Şövalyesi tarafından kahpece arkasından oklanarak vuruluyor. Bir de küçük oğlan var daha yeniyetme, delikanlımız Molla Kerim.. Ama zaman abisinin kanını alma zamanıdır. Molla Kerim gider , yerine savaşcı KerimCan gelir.
Bu kurgu üzerinden işler kitabı yazarımız.
Dili, anlatımı çok hoş. Bir Sienkiewich tadı aldım. Zamanın ruhunu, o ruhun kokusunu çok güzel yansıtmış. Aynı dili " Bozkırdaki Çekirdek " kitabında kullanan Kemal Tahir, bu kitaptaki anlatım dilindeki başarıyı tekrarlayamıyor maalesef. Zira diyaloglar o kadar karışık ki, kim , kime ne söylüyor anlamanız için pür dikkat kesilmeniz gerekiyor. Karakter sayısı kısıtlı olduğundan Devlet Ana da bu sorun olmaz hatta yakışırken, Bozkırdaki Çekirdekte hemen hemen hepsi yaşıt çocukların diyaloglarında bu tam bir sıkıntı oluyor.
Yersiz, yurtsuz bir avuç göçer Türkmenin, yaban ellerde hayatta kalma mücadeleri esnasında, fırsatların onları zorlaması ve yüreklilikleri ile nasıl bu yabanelleri yurt haline getirdiklerinin resmi çiziliyor kitapta. Elinize aldığınızda bırakamayacağınız akıcılıkta ki Kitap Kemal Tahirin başyapıtlarından. Yorgun Savaşcı olmasa şahaseri diyeceğim.
Keşke devam kitabı yazmayı da düşünseydi yazar, tadı damağımızda kaldı.
Kemal Tahirin tarihçiliğini genel olarak beğeniyorum. Onun farklı bakış açısını seviyorum. Yol Ayrımı kitabını okuyanlar ne demek istediğimi anlamışlardır. Bu kitabı beğenenlere ve de Kemal Tahir okumaya devam etmek niyetinde olan okurlara, bu tarihselci bakış açısında kaleme aldığı " Yorgun Savaşcı " ve " Yol Ayrımı " kitaplarını şiddetle öneririm. Tabii ki ölümünden sonra basılan , 2. Dünya savaşı yıllarında Malatya cezaevindeyken, Anadolu insanı ve Namus üzerine yaşanmış hikayelerin anlatılıp işlendiği " Namusçular " adlı kitabını da es geçmeyin derim.
Yüksel Yüksel🤗📚☕✨