Gönderi

Malik oğlu Enes'ten rivayet edilmiştir. Birisi ona konuk olmuştu. O hikâye eder: Yemekten sonra, peşkirini sararmış, kirlenmiş, yemeğe bulaşmış gören Enes, hizmetçi kadına: "Bunu al da tandıra at, bir müddet kalsın" dedi. Enes'in sırlarına vâkıf olan o hizmetçi de peşkiri ateşle dopdolu olan tandıra atıverdi. Bütün konuklar, şaşırıp kaldılar, peşkirden duman çıkacağını kavrulup yanacağını umuyorlardı. Derken bir müddet sonra hizmetçi, peşkiri arınmış temizlenmiş, tertemiz olarak getirdi. Oradakiler, "Ey Peygamber'le görüşüp konuşmuş olan aziz zat, peşkir nasıl oldu da hem yanmadı, hem de temizlendi?" dediler. Enes dedi ki. "Mustafa, bu peşkire elini, ağzını silmişti; onun için!" Ey ateşten, azaptan korkan gönül, böyle bir ele, böyle bir ağıza yaklaş! Bu el, bu ağız, cansız bir şeye böyle bir yücelik verirse âşığın ruhuna neler açmaz, neler yapmaz?
Mesnevi
Mesnevi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
··
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.