* Asım Bezirci'nin demesiyle, "Şiiri müzikten, resimden ayırır. Şairaneliğe kapıyı kapar. Hayale ve tasvire boş verir. Süsten, karmaşıklıktan, zeka oyunlarından vazgeçer. Sadeliği, basitliği ve yalınlığı benimser.
Duygudan çok akla dayanır. "Toplumsal sıkıntıları derininde duyumsar. Halkçı, halktan bir kişi olarak halktan kişileri çok sever. Elbette kadınları da ama daha çok güzel işçi kadınları sever. Onun o dönemde yazdığı şiirler bir anlamda aristokrat kadınlara
tokat niteliğindedir. Çünkü o şimdiye kadar yapılmayanı yapmış, sokaktaki kadına şiir yazmıştır. "Güzel kadınları severim, / İşçi
kadınları da severim. / Güzel işçi kadınları / Daha çok severim."derken tercihini neden yana yaptığını da ifade etmiştir. Ama bu şiirlerde halka ve onun diline duyulan yakınlık daha çok duygusal anlamdadır. Bu daha sonra göze çarpacaktır. Kuşu, böceği, denizi, kediyi, akşamı, aşkı anlatırken de toplumsal değerlerin onu ne kadar sıktığının farkında olacak, sıkıntıların kaynağına inmek
konusunda biraz bekleyecektir. Ki bunda yaşadığı tarihsel sürecin etkisi büyüktür.
* Betül Tarıman