İnsan, bilerek bilmeyerek hep tapınma içindedir, tapınmadadır. Her kımıldanışı, ileri ve geri gidişi, günün aydınlığında veya gecenin karanlığında, tek veya toplu, gizli veya açık, her kıvranışı tapınmaya doğru veya tapınma eksikliğindendir
İlk insan, tapınma aşkıyla, daha doğrusu bu aşkın kendi içini yakan aleviyle ağacı yonttu, taşa biçim vermeye kalktı, mağara duvarlarına tabiatın balı bin bir boya ile resimler çizdi, çizgiler çekti. Hep tapındığını, taptığını aradı. Ona yaklaşmak istedi. Onu çizmeğe, canlandırmaya çalıştı. Ama ağaç çürüdü, taş kırıldı, kayalar ufalanıp döküldü. İnsanın tapınma aşkı, tapması sona ermedi. Zayıflamadı, güçlendi, yanlışlardan arındı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.