Gönderi

Hz. Peygamber (s.a.v.) bazen tek bir âyeti sabaha kadar tekrarlayıp dururdu. “Âişe! Bu gece rabbime ibadet etmem için bana izin verir misin?” dedi. “vallahi, ben, senin benim yanımda olmanı isterim; ama senin arzunu kendi arzuma tercih ederim” dedim. Sonra kalkıp Kur’ân okudu ve öyle ağladı, öyle ağladı ki gözyaşlarıyla omuzları ıslandı. Sonra yine okumaya ve ağlamaya devam etti ve gözyaşlarıyla iki yanını tamamen ıslattı. Sonra okumaya ve ağlamaya devam etti ve gözyaşları yeri ıslattı. Bir süre sonra Bilâl gelerek “Anam babam sana feda! Allâh senin günahlarını bağışlamadı mı?” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Bilâl! Ben rabbine şükreden bir kul olmayayım mı? Bu gece bana şu âyet indirildi” dedi: “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde ve sürelerinin uzayıp kısalmasında Allâh’ın kudret ve azametini gösteren nice deliller vardır ki bunları ancak akl-ı selîm ve sağduyu sahibi kimseler anlar. Nitekim bu kimseler kâh ayakta, kâh oturur vaziyette, kâh yatar halde iken [yani her hâlukârda] Allâh’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler ve ‘Rabbimiz’ derler, ‘Sen bu kâinatı boş yere yaratmadın. Sen yüceler yücesisin. Bizi cehennem ateşinden muhafaza buyur.”Âl-İmrân/8
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.