Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gözlerine bütün içimle baktım. "Anladım canimu," dedi, "sen bana haksızlık etmeye kıyamazsın. Ben de sana güvendiğim için rahat rahat deliriyorum ya." Beni iyice ısıttıktan sonra arkasını döndü. Elini beline uzattı, siyah çamaşırını kocaman bir incirin kabuğunu soyar gibi yavaşça sıyırdı, bacaklarından aşağı kaydırıp ayak ucuna itti. Ooof! Bu büyük, parlak çıplaklık, bu şaşırtıcı oyuncak, perdeyi çekip de birdenbire güneşle karşılaşmışım gibi gözlerimi kamaştırdı. "Gel canimu. İyice sokul bana." İyice sokuldum. Yanağımı sırtına yasladım. Biraz bana, biraz çocuğa, yarı Türkçe, yarı Rumca, o güne kadar hiç duymadığım hoş, tuhaf, delişmen sözler söyleyerek, galiba ikimizi de büyülemeye çalıştı. O terli sıcaklık içime işliyor, hiç yaşamadığım bir duygu ile ürperiyordum. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum, çocuk kardan adam gibi yavaş yavaş erimeye, çözülüp gevşemeye başladı, birden kendini bırakıverdi. Tiya Eleni yüksek sesle konuşmaktan çekinerek, heyecan içinde, "Uyandı galiba." diye fısıldadı. Biraz bekledikten sonra, yorganı yavaşça açıp döndü. "Ah yavrimu," diye çığlık attı, "gördün mü, ne güzelmiş!" Yeniden büzüleceğinden korka korka uzanıp elini sürdü, bir değişiklik olmadığını görünce, beni çılgın bir neşeyle kucakladı. Hemen aralığa taşıyıp şarkı söyleye söyleye yıkadı, yatağa sırt üstü yatırıp özenle kuruladı, pudraladı. Sonra çömelip Parmak Çocuğu gururla seyretti. "Artık buna Parmak Çocuk demek doğru olmayacak, canimu.." dedi sevinçle, "Baksana, gizli gizli büyümüş, delikanlı olmuş bu. Başka bir ad bulmamız gerekecek." Okşadı. "Ama uzun zamandır hareketsiz yatmaktan mecalsiz düşmüş zavallı. Merak etme, yakında kendine gelir." Çok geçmeden dediği çıktı. Tiya Eleni, "Vre maymunaki" diye gülüyordu keyifle, "sen ne yaramazmışsın!"
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.