2022'den
Pek çok açıdan pek çok şeyin daha kötüye gittiği bir yıl oldu. Daha az arkadaş, daha çok içki, daha çok yalnızlık, yapılması istenen ama yapılmamış olan daha çok iş, alınan kilolar, ulaşılamamış okuma hedefleri, gidilmeyen spor salonu abonelikleri… Yeni yıla girdiğimiz akşamın hepsini sihirli bir perde gibi arkada bırakmamızı, bizi değiştirmesini beklediğimiz bir büyük olay, bir kutlu başlangıç olmasını dileriz. Belki olur, belki yarın başka bir mevsim gelir, değişime kendimizden başlamak gücünü buluruz içimizde. Viski, Nurofen, Parol, yer elması, mor havuç, turp gömerken Baturay Özdemir’in canlı izlediğim ve sonradan youtube’a koyulduğunu bildiğim bir gösterisini (youtube.com/watch?v=XSgWQbh...) izledim yeni yıla giriş eğlencesi olarak. Erken yatınca sabah erken kalkıp geçen sene okuduklarımdan beğendiklerimi listelemek düştü aklıma. Bu sene zaten önceki yılın yarısı kadar okuma yapmışım, kolay olur. 2023’te daha verimli olmak umuduyla,
Varoluşçu Psikoterapi Irvin Yalom’un ders kitabı gibi yazdığı, romanlarına kıyasla çok daha teknik bir kitabı. Daha önce okumuş ve beğenmiş olduğum için 
Ankara Kızılay Kitap Kulübü toplantılarından birinde önerdim ve bu yıl ikinci kere okuma imkanı buldum. Psikoloji kitaplarını insanlar kendine yardım kitabı olarak faydalanmak amacıyla okuyor daha çok. 
Hayatı Yeniden Keşfedin hakkında bir şeyler yazmıştım da o konuda gelen mesajlar hep benim fayda görüp görmediğim, dertlerimi çözüp çözemediğim ile ilgiliydi. Sanırım insanlar bir kitap okumak ve iyileşmek istiyorlar. Oysa bu kitaplar kendine yardım amacı gütse bile aslında konuyu açıklamaktan öteye gidemiyorlar bence. Kişinin dertlerini çözmesi işi konuyu anlamakla otomatikman hallolan bir mesele değil maalesef. Galiba Hayatı yeniden keşfedin, psikanaliz bakışı ile yazılmış. Psikanalize olan inancımı zaman içinde kaybettim. Flu TV Youtube kanalında Alper Hasanoğlu’nun intihar ile ilgili videolarında dediklerini makul bulmamın etkisi çok. Yani anladık, çok küçükken anne ile ilişkide sorun oldu, olması gereken bir şeyler yolunda gitmedi, o yüzden bu dertler var. E tamam da ne yapacağız şimdi? Bittik mi? İşte o sorunun cevabı yıllar süren psikanaliz seanslarından çıkıyor. Yemişim öyle hikayeyi. Zaten Hayatı yeniden keşfedin gibi kişiyi çocukluk travmalarıyla yüzleşmeye yönlendiren kitapları okuması biraz acılı, biraz zor. Bunları fark ettiğine memnun oluyor insan sonra gerçi ama bu travmalarla yüzleşmek, bugünden yarına iyileşmeyi umut eden insana göre değil. Varoluşçu psikoterapi ise insanı özellikle ölüm ve anlamsızlık sorunu ile yüzleşmeye itiyor. Okuması Hayatı yeniden keşfedin kadar (psikolojik olarak) zorlayıcı değil. Neredeyse her insani durumu ölüm anksiyetesi ile açıklamaya çalışma gibi bir yan etkisi olsa da insanı öğrendiğine memnun eden temel meseleler işliyor. Ancak tıpkı psikanaliz gibi bu bakış açısı da bence biraz nasıl işlediği konusunda bana göre biraz kara kutu. Kendi meselelerini bir kitap okuyup çözmek ümidiyle okuma yapan kişilere önerebileceğim kitap bu bahsettiğim iki yaklaşımdan ziyade bilişsel-davranışçı ekol ile yazılmış olan 
İyi Hissetmek . Hem okurken sizi sarsmıyor, yormuyor, hem de size doğrudan üzerinde çalışılabilir ve davranışa dökülebilir alıştırmalar veriyor. Bir işi çözmenin yolu onun üzerine aylar yıllar boyunca tefekkür etmek, kendi içine gömülüp düşüncelere dalıp, incelemeye odaklanmak falan değil hocam, kalkıp bir şey yapmak. Hem bilişsel-davranışçı ekolün işleme mantığı da insana makul geliyor: duyguları ve davranışları düşünceler belirler. Bizi sıkıntıya sokan duygular ve davranışlarımız ise gerçekçi olmayan düşüncelerimizden gelir. Bu düşünceleri değiştirebilirsek, davranışları da alıştırmalarla değiştirmeyi öğrenirsek duygularımız da iyiye gider. Gayet temiz. O yüzden kendine yardım etmek, kendini değiştirmek gibi uygulamalı hedeflere yönelik okuma yapmak isteyenlere Kendini iyi hissetmek’i öneririm. Diğerleri daha ziyade konu hakkında bir bilgilenme, yeni bakış açıları edinme için güzel.
Dostoyevski Henri Troyat’ın yazdığı bu biyografiyi Dostoyevski’nin temel eserlerini bitirdikten sonra okumak çok zevkli. Hatta insanda bu romanları yeniden okumak arzusu uyandırıyor. Troyat zaten biyografi yazmak konusunda başarılı bir üstat.
Dünya Tarihi Dünyanın genel akışına geniş bir pencereden bakmayı sağlayan, benim gibi konunun dışından insanlara bir genel kültür sağlayan, okuması kolay bir kitap. Hacmi korkutmasın, rahat okunuyor. Kölelik, şimdiki az ücretle çok saatler çalışmak ile bir değilmiş. Savaşlar, kıtlıklar ve mikroplar insanlığın anasını bellemiş. Moğolların Allah cezasını versin. Dünya kimseye kalmayacak kadar büyük, zaman kimsenin kalıcı olamayacağı kadar uzun.
Gösteri Peygamberi Güncel değerler sistemi ve hazır sosyal kalıplarla bıyık altından gülerek alay etmeyi çok akıcı ve sürükleyici bir tonda beceren, okuması çok zevkli bir kitap.
Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali’yi nasıl es geçmişim bunca yıl. Kürk mantolu madonna’yı beğene beğene okuduktan sonra nasıl bu yazarın diğer yazdıklarını okumak yoluna düşmemişim, hayret. Daha sırada İçimizdeki Şeytan var.
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi Yarının tarihi dediğine bakmayın kitabın büyük çoğunluğu bugüne nasıl gelindiğini anlamlandırmak üzerine kurulu. O alay ettiğimiz kabilelerin, organize dinlerin gerçek dünyada yeri olmayan mitleri modern insanda da var. Tabiatı da gayetle benzer. Paradan şirketlere, devletlere, milletlere bir sürü gerçek diye kabul ettiğimiz şey sanal mitlerden ibaret. İnsanların bir arada esnek ve geniş katılımlı bir işbirliği içinde olmalarını sağlamak için gerekli şeytanlar bunlar. Harari’nin en bilinen kitabı Sapiens ile başlayıp 21. yüzyıl için 21 ders ile devam ettikten sonra Homo deus ile devam etmek gayetle aydınlatıcı. Üstelik yazarın yormayan, akıcı dili ve başarılı örneklendirmeleri ile insanı tatlı tatlı bilgilendiren üç kitap.
2021 için bkz: #147588275
·
557 görüntüleme
Flu Tv’deki Alper Hasanoğlu programlarının hepsini ilgiyle izleyen biri olarak bu paylaşım için teşekkür ederim. Faydalanacağım önerilerden de 👍 + Mutlu yıllar olsun 🎈
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.