Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kaygı nedir?
Bebeğin bilebileceği ilk nesne, yani meme hem ona aittir hem de değildir. Fakat başlangıçta bebek bundan haberdar değildir. Lacan 11. Seminer'de memeden bahseder ve şöyle der: "Bu bizi meme denen -sizlerin zihninde besin metaforundan kopartmaya çalıştığım- o tuhaf nesne konusunda da aydınlatır. Meme de takma bir şeydir, bebek neyi emer? Annenin organizmasını. Böylece bu seviyede, öznenin kendisinden ayrı fakat ona ait olan ve onunla tanımlandığı bir şey üzerindeki hak arayışını yeterince belirtmiş oluyoruz” (Lacan, 2013, s. 206). Anne ile bebek arasındaki değiştokuş bu nesne üzerinden gerçekleşir ve nesne ihtiyacın nesnesidir. Talep ise en başta Öteki’nden gelir. Bebek ihtiyacının giderilmesi için onun talebine göre şekillenir. Anneden ise en başta Öteki'nin aşkının işaretlerinin gelmesini bekler. Bebek memeden, bu iki tarafa da ait organdan ayrılabilir. Ama onu arar ve en nihayetinde onu kaybeder. Yine de Öteki'yle öznenin bağı bu kayıp nesneyle hem kurulur hem de bu iki tarafa da ait bu nesne separasyonun aracı olur. Bu yüzden öznenin deneyimlediği “kopuş" yapısal niteliktedir ve özneyle Öteki arasında gerçekleşir. Bu kopuşun yapısal etkisiyle separasyon gerçekleştiği için özne kaygı duyar ya da başka bir deyişle kaygı öznenin yapısına dahil edilmiş olur. Böylece neden Freud'un kaygı ile nevrozun ilişkili olduğunu söylediğini anlayabiliriz. Lacan bu önermeyle hemfikirdir ve buna kaygının a nesnesinin işareti olduğunu ekler. "Kaygı a nesnesinin yegâne öznel tercümesidir” diye vurgular. Bu argüman ile Kayg¹ Semineri'ndeki en temel teze, yani Lacan'ın “kaygının nesnesi yoktur" diyen Freud ile ayrıldığı noktaya ulaşılır.
Sayfa 132-3, Ceren KorulsanKitabı okudu
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.