I. Murad’ın üç oğlu vardı. Bunların her biri bir Osmanlı sancağında yöneticiydi. Şehzâde Bâyezid, Kütahya’da; Yakup Çelebi, Karesi’de; Savcı Bey ise Bursa’da görevliydi. Sultanın en küçük oğlu Savcı Bey’in çok geniş taraftara sahip olması babası I. Murad’ın gözünden kaçmamıştı. Bu yüzden, oğulları içinde yaşça en büyüğü olan Bâyezid’e mektup yazarak, kardeşleri hakkında kendisine bilgi vermesini istedi. Şehzâde Bâyezid, cevaben yazdığı mektubunda, Yakub’un çok sessiz ve sakin olduğunu, ancak Savcı’nın, çevresinden etkilenerek bazı yanlış hareketlerde bulunabileceğini söylüyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan bu olaya çok benzer bir durum Bizans Devleti’nde de yaşanıyordu. Bizans imparatorunun oğlu Andronikos, babasının kendisine haksızlık yaptığını düşünüyor ve kardeşi Manuel’in yıldızının gitgide parlamasını bir türlü hazmedemiyordu. Veliahtlığı kaybederek uzaklaştığı hükümdar olma hayalini, bu kez imparator olarak geri almak niyetindeydi. Bu yüzden, muhtemelen, kendisi gibi düşündüğünü bildiği genç Osmanlı şehzâdesine haber göndererek birlikte isyan etme teklifi yaptı. Savcı Bey de devletin başına geçmeyi istiyordu. Bu yüzden yanındakilerin de teşvikiyle kendisine yapılan teklife olumlu yanıt verdi. Tarih kitapları, Savcı Bey’in, adına hutbe okutup para bastırdığını belirtirler.
Babalarının Anadolu’da seferde olması bu iki prense isyan için uygun ortamı sağlamıştı. I. Murad, 1385’te isyan eden beylere haddini bildirmek amacıyla Anadolu’ya sefere çıkmıştı. Bizans İmparatoru V. Ioannes de dostluk antlaşması gereği Sultan Murad’ın yanındaydı.
Bu iki taht heveslisinin gözü kara isyan teşebbüslerinde
planladıkları gelişme yaşanmadı. Onlar, babalarının henüz Anadolu’ya geçmiş olduklarını ve geri dönünceye kadar
idareyi çoktan ele geçireceklerini düşünüyorlardı. Ancak
evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Her ikisi de babalarının
eskiden beri onları izlediklerinden habersizdi. Tecrübeli
hükümdarlar ise böyle bir ihtimali hiç akıllarından çıkarmamışlardı. Beklenen isyanı ilk anlayan Sultan Murad
oldu. Sultan Murad Hüdâvendigâr, Anadolu seferini iptal
etti. Hemen geri dönerek asi ikilinin üzerlerine yürüdü.
Osmanlı kaynaklarına göre, Bursa’da Kete ovasında;
Bizans kaynaklarına göre, Edirne civarında çarpışma
meydana geldi. Çarpışma esnasında Şehzâde Savcı’nın
yanında yer alan askerlerin çoğu şehzâde tarafından
kandırıldıklarını ileri sürerek Murad Hüdâvendigâr tarafına
geçtiler. Genç asilerin ordusu kısa sürede dağıtıldı ve Savcı
Bey ile Andronikos kaçarak Dimetoka Kalesi’ne sığındılar.
Sultan Murad kaleyi kuşattı. Açlık sıkıntısı çekmeye başlayan kale halkı, başka çareleri olmadığını ve sultana
karşı direnmenin anlamsız olduğunu bildikleri için fazla
zaman kaybetmeden kalenin kapılarını açtılar. Savcı Bey ve Andronikos ele geçirildi.
I. Murad, vassali hâlindeki Bizans İmparatoru V. Ioannes’ten asi oğlunun gözlerini oydurmasını istedi. İmparator bu işe taraftar olmamasına rağmen sultandan korktuğu için oğlunun ve torununun gözlerine mil çektirdi. Ancak yine de hafif mil çektirdiği için Andronikos’un sadece bir gözü kör oldu. Osmanlı cephesinde ise, Savcı Bey hemen
cezalandırılmadı. Kaynaklar Sultan Murad’ın oğlunu affetmek niyetinde olduğunu, bu yüzden onu hemen
cezalandırmadığını belirtirler. Belki Sultan I. Murad, oğlunu
bir parça azarlamak sonra da affetmek niyetindeydi. Ancak, padişahın bu iyi niyetini anlamayıp babasına karşı hoş olmayan davranışlarını söze de döken şehzâde, Sultan Murad’ı daha da hiddetlendirdi. Sultan Murad Hüdâvendigâr da Şehzâde Savcı Bey’in gözlerine mil çektirdi. Ancak, oğlunun bu hareketine çok kızdığı için, yaptıklarını bir türlü hazmedemiyordu. Sonuçta oğlunu boğdurttu.
Şehzâdelerin babalarına karşı isyan etmesi Osmanlı Beyliği’nde daha önce örneği görülen bir durum değildi. Savcı Bey bir ilkti. Savcı Bey, muhtemelen Andronikos’tan
etkilenmişti. Çünkü Bizans İmparatorluğu’nda bu tip
örneklere sıkça rastlanıyordu. Osman Bey ve Orhan Bey
döneminde böyle bir olaya rastlanmamıştı. Ancak Savcı
Bey’in bu hareketi Osmanlı tarihinde kanlı sayfaların
açılması için bir dönüm noktası oldu. Kardeşinin isyanından
ders alan Yıldırım Bâyezid, babasının Kosova Savaşı’nı hemen sonrasında şehid edilmesi üzerine tahta çıktığında, ilk iş olarak kardeşi Yakub Çelebi’yi boğdurttu.a