Gönderi

Son derece kızmış, deliye dönmüştük ve bu duygumuzu bütün şiddetimizle ifade ediyorduk. Göğüslerimizi döverek, tüylerimizi kabartarak, dişlerimizi gıcırdatarak öfkeyle bir araya toplandık. Topluluk içgüdüsünün teşvikini, işbirliğinin dürtüsünü hissetmiştik. Bu ortak eylem ihtiyacı belli belirsiz biçimlerde bizi etkiliyordu. Ama bir türlü başaramıyorduk. Hep beraber harakete geçip Kızılgöz'ü yok etmedik çünkü bunun için gereken kelime dağarcığından yoksunduk. Düşüncenin bu simgelerine sahip olmadığımız için zihnimizden en fazla belli belirsiz düşünce kırıntıları geçirebiliyorduk. Düşünce simgeleri son derece yavaş ve sancılı bir süreç içinde oluşturulacaktı.
Sayfa 102Kitabı okudu
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.