Gönderi

Türkiye'de Matbaa ve Kitap Basımı...
Bizde okuma alışkanlığının olmayışında dinin ve istibdatın olumsuz yönünden söz edenler vardır. İslâm dininin okumaya değil, din adamlarının telkinleri ve ezberlemeye dayandığı söylene gelir. Ancak Bu durum sadece İslâm dini için değil, her dinin örgütlenme ve eğitim tarzı için geçerlidir. istibdat ise tarihte Rusya ve Fransa'da okumayı kendi doğrultusunda yönlendirmeye çalışan, ama engelleyemeyen bir rejim olarak kalmıştır. Okumanın yayılması; farkli düşüncelere, farklı eğitime ve giderek dinin ve her türlü tabunun kaybolmasına paralel bir gelişmedir. Okuma alışkanlığının ve kitap kültürünün bir topluma geç girişi aslında münferit faktörlere bağlanamayacak kadar karmaşık bir sorundur. Bizim kültür tarihçiliğimizde geçerli olan sloganlardan biri; matbaanın yobazlar yüzünden geç geldiğidir. Ne var ki, Türkiye'de matbaa yobazlara rağmen 18. Yüzyıl başlarında kurulduktan sonra da bir yüzyıl boyu basılan Türkçe kitaplar, ne Avrupa ve ne de Rusya'nın basım tarihi ürünleriyle karşılaştırılamayacak bir sayı ve nitelik fakirliği gösterir. 19. Yüzyıl sonlarında basılı kitap sayısı beş bin civarındaydı. Kanun metinleri, askeri talimname, ders kitabı standart dini metinler bu sayıya dahildir. Sayı ancak 20. Yüzyıl başlarında 35-40 bini bulmuştur. Osmanlı'nın basılı kitap mirası budur.
Sayfa 234 - İnkilâp Kitabevi 14. Baskı 2016Kitabı okudu
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.