Gönderi

328 syf.
·
Not rated
·
Read in 11 days
Bir fotoğraf karesinde ki yüzlerin objektiflere hapsolduğu anlar, kitap karekteri Settar'ın gözünden canlanıp resmin ötesine geçtiği yaşamları; İsmail Güzelsoy'un bu eseriyle bizler için dile geliyor. Gün geçtikçe tanımaktan mutlu olduğum yazarlar listesine dahil olan kalemiyle bütünleşen kurgu dünyasının hakimlerine bir yenisi daha ekleniyor. Yazarın bu eseriyle tanışmam yeni yılın güzelliklerinden olsa gerek diye düşünüyorum. Ya da öyle olmasını arzuluyorum. Kurgu içinde kurgu, hikâyenin biri biterken diğerine ulanarak devam eden bir bilmecenin çözümü gibi. Her karekter kendi başına bir masal, bir destan havasında. Daha ne olabilir ki derken bir ağaç kökünde can bulan bir cenin ve bu esnada ana rahmindeki başka bir ceninde dünyaya geri dönüşü.. İçinde  ruh barındıran bir fotoğraf makinası.. İnsan bedeniyle bütünleşen bir kuru dal.. Hepsi yazarın eserinde kendine bir yer edinip efsane tadında okuru bekliyor. Bu kitapta bir tek fotoğraf karesine giren susuyor ama sustuğu anda her şey dile geliyor. Yazar konuşturuyor, biz de dinliyoruz. Kurguladığı hikâyesine birde yaklaşan  mahşeri yaşayacak olan insanların deliryum noktasında ki halleri de eklenince ortaya karışık ama bir o kadar leziz bir tat çıkıyor. Üstelik tüm bu karmaşaya eşlik eden, ruhu çocukluk günlerinden saf kalmış Settar karekteri okuru bu dört günlük karmaşa günlerinde yanına alıp kendi kimliğini arayışa çıkıyor. İyilikle kötülüğün kol kola gezdiği serüvende sırlar içinde  gizli kalmış  gerçekler her bir karekterde vücut bulurken yazar daldan dala oluşturduğu hikâyesini bir ağacın gövdesinde topluyor. Sonra ağaç kanıyor. Gövdesinde can bulan bir fotoğraf makinasının karesinde Settar'ın 'KIPIRDAMIYORUZ' söylemiyle şöyle bir silkeleniyor duran bu karede canlanan hayata bizde merhaba diyoruz. Kısaca kitabın konusu ; . . . Ana rahmindeyken annesiyle beraber cellat mezarlığına gömülen bir karekterini ele alıyor yazar. Daha sonra ilerleyen bölümlerde kendilerinin mezardan çıkarılmasına yardımcı olacak olan küçük bir kızın yetişkin hâlinin de yer aldığı bölümlerin hayatına girmesi hikâyenin devamında geliyor. Kendisini dünyaya getiren anne akıl sağlığını yitirince onu terkedip gidiyor. Öncesinde onları ölüme ramak kala kurtaran bekçi kendisini sahiplenerek bağrına basıyor. Baba bildiği bekçinin hayatında iz bırakan derin hikâyeleri ile büyüyen karekterin ara ara donup kalması kitabın ana temasını oluşturuyor. Bu donma dışarıdan hareketsiz kalma olarak algılansa da üzerine uzun uzadıya düşünülecek bir konu ele alınıyor. Babanın ona hediye ettiği bir fotoğraf makinasıyla aradaki bağını pekiştiren karekter, köpeğinden sonra bu defa da makinasıyla da olan diyologlarını okuyoruz. Hikâyede karekter, meslek edindiği fotoğrafçılıkla yoluna devam ediyor. Her şey hâyal ile gerçeklik arasında ince bir çizgide sürerken  mahşerin âlametleri ile yaşayacağı dört günlük zaman kitaba hareketlilik getirerek, kurguda yer alan diğer karekterlerin birbirine bağlantılı olan birinci ağızdan söylemleri ile merakla okuyoruz. Kurgular şaşırtıcı bir hâle geldiğinde iyinin iyilik adına kötülüğe bulandığı sayfalar okuru düşündürüyor. Karekter bu mahşer günlerinde hem  öldü bildiği annesi hem de hayatının parçası haline gelen kızla mutlu bir sona ulaşmak için çabalıyor. Gelelim; bekçi babanın anlattığı hikâyelerde gerçeklik payı var mı? Bir anne geçmişini unutsa da canından bir parçayı unutabilir mi? Bir köpek ya da fotoğraf makinası konuşabilir mi? Yeni doğan bir bebekle büyüdüklerinde evlenme fikri zihninde sabit ve bunu da takıntı yapan bir çocuğun  daha sonraki günler için ruhsal durumu ne haldedir? Mahşerin yaklaştığını bilen insanoğlu deliliği en son hangi sınıra taşır? Acaba bu hikâyede kaç kişi aklı başında ? Ya da esas gerçekler mi bunlar? Gibi sorular kafanızın içinde dönüyor olacak. Kitap ilerlerken tüm bu soruların cevapları , cevap içinde tekrar yeni soruların oluştuğu bir kısırdöngü bu kitapta yerini alarak edebiyata taze bir soluk getiriyor. Yazara bu keyifli okuma için teşekkürlerimi sunarak diğer kitaplarıyla da yakın zamanda buluşmak dileğiyle keyifli okumalar.
Kıpırdamıyoruz
Kıpırdamıyoruz
İsmail Güzelsoy
İsmail Güzelsoy
Kıpırdamıyoruz
Kıpırdamıyoruzİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap Yayınları · 2020209 okunma
·
217 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.