Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

622 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Ah Oblomov, Kalbim...
Oblomov'u okumak için hayatımın öyle doğru bir zamanıymış ki. Bu denli yoğunluğun birden hayatıma dahil olduğu son günlerde sürekli ah bi durdurabilsem hayatı da dinlesem, şöyle güzel bir uyusam dediğim her an için kendime bir özür borçluyum. Artık bu yoğun hayat için oldukça minnettarım. Okuru kanser eden ilk sayfalardan itibaren beni o kadar iyi anlayacaksınız ki... Öncelikle kitabımızın ön sözünün ilk paragrafıyla başlayalım: "Rus edebiyatının hiçbir kahramanı, ne Raskolnikov, ne Mişkin, ne Prens Andrey, eski Rus insanını, hatta bütün Doğuluları Oblomov kadar açıklıkla, en özlü yanıyla temiz etmez.Doğu, belki deilk defa olarak Gonçarov'un bu büyük eserinde kendi kendi tanıtmaya, Batı'dan farkını anlamaya başlamıştır." Oblomov'un sevgili uşağı, benim de en çok sevdiğim karakterlerden biri, Oblomov'a her sabah kıyafetlerini giydiriyordu. Ruslar ayakkabılarını dahi uşaklarına giydiriyormuş mesela. Artık bu kadarına da pes dedim. Bir de Alman karakterimiz Oblomov'un gerçek dostu Ştoltsumuz var. Roman boyunca Oblomov ve Ştolts'un arkadaşlığı üzerinden, Doğu-Batı karşılaştırılması yapılıyor. Ruslar bir o kadar hazır bulduğunu yiyen, çalışmayan ve kaderciyken Ştols da bi o kadar uyanık, çalışkan ve gezen bir insan olarak tanıtılıyor. Ştolts birçok yerde insanın yaşama amacının işi olduğunu vurguluyor. Oblomov'un ise sayfalarca bir amaç bulmasını umuyoruz. Hadi evet artık düzelecek, tutunacak bir dal buldu derken sonunu hiç böyle tahmin etmiyorsunuz. Oblomov'un bu hale gelmesinde çocukluğunun çok etkisi olduğunu düşünüp durdum hep. Çocukluğunun anlatıldığı bölümlerde ailesine akıl verip durdum. Yapmayın, etmeyin sonra ne olur bu adam diyen bir ALLAH'I kulu da yok muymuş ya? Kitap Oblomov'un bir türlü ayaklarını yataktan aşağı indirememesini sayfalarca anlatarak başlıyor. Zaten orda bir nereye düştüm ben oluyorsunuz. Bütün kitap öyle devam etmiyor merak etmeyin:) Zahar'a ayrıca değinmek istiyorum. Beni o kadar derinden etkiledi ki... Sahibine bir o kadar sadık olup bir o kadar da sevmemesi. Oblomov da az üzmedi Zahar'ı ama. Bu kadar da üstüne gidilmez ki bir insanın. Sakarlıkları, dedikoduları, kirli elleri, asla tahmin etmediğim o son, her şeyiyle harika bir karakterdi. Hem güldürdün hem ağlattın gerçekten Zahar. İyi ki tanıştım seninle. Ştolts olmasaydı belki bu hayatı bile yaşayamazdı Oblomov, doğruya doğru. Ştoltsun deyimiyle OBLOMOVLUK daha da kaplardı hayatını. Ama Olga ile olanları düşününce hala haksızlık gibi geliyor. Bu nasıl arkadaşlık böyle? Oblomov nasıl bu kadar doğal karşıladı hala anlam veremiyorum. Açıkçası bir yandan da Ştolts daha da zorlayablirdi, Oblomov'un bahanelerini hemen kabulleniyordu gibi geldi bana. Ah Olga, bu tembelliğe tek umut sensin zannetmiştim ama yetmedi. Kiracı olarak kaldığı son evden bahsetmek dahi istemiyorum. Resmen eski hayatını altın tepside sundu kadın tüm yolları kapattı. Asıl affedilmemesi gereken o evdi bence. Tam 33 günde okudum ve bitirdiğimden beri kocaman bir boşluktayım. Hala Oblomov Zahar'ı azarlayacak da okuyacakmışım gibi. Son sayfalarda artık duygularımın ipleri bende değildi. Tembel bir adamın hayatı işte dediğim kitabın sonunda ağlayacağım kimin aklına gelirdi ki? Buraya kadar okuduysanız siz de gerçek bir Oblomovcusunuz. Eğer hala okumadıysanız umarım sizin de hah işte ben dediğiniz bir anınıza denk gelir. Şu an hayatımdaki her insanda Oblomovdan izler bulur oldum. Oblomovluk'un yeri ve zamanı yokmuş. Hepimiz kıyısından geçiyomuşuz da farkında değilmişiz. Hepinize coşkulu ve dolu dolu bir yaşam diliyorum. Kitap okumaya asla üşenmeyin! Sağlıkla ve edebiyatla, mutlu yıllar...
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.