Gönderi

"Keşke sadece tembellik yüzünden hiçbir şey yapamasaydım. Tanrım, o zaman kendime ne büyük saygı duyardım. Tembellik de olsa belirli bir özelliğe sahibim, buna eminim diye kendime saygı duyardım. Benim için, "Kim bu adam?" diye sorulunca "Tembelin biri" cevabını verirlerdi ki, bunu duymaktan da son derece hoşlanırdım. Benim de kendime göre bir niteliğim, hakkımda söylenecek söz olurdu. "Tembel!" Şaka değil, bu bir unvan, bir mevki, başlı başına bir istikbaldir efendim. Alay etmeyin, gerçekten öyledir. O zaman haklı olarak en gözde kulübün üyesi olur, kendi kendime saygı göstermekten başka bir iş tutmazdım. Ömrü boyunca 'Lafitte' şarabından anlamasıyla övünüp duran bir adam tanırdım. Bunu eşsiz bir erdem sayıyor, kendi hakkında en ufak bir şüphe duymuyordu. Ölürken yalnız iç huzuru duymamış, zafer kazanmışların o engin saadetini de tatmıştı ve bunda yerden göğe kadar haklıydı. Öyleyse ben de tembel bir obur olmayı kendime iş diye seçebilirdim; ama öyle sıradan bir tembel obur değil de, şu bütün güzel, yüksek şeylere ilgi duyan tembel oburlardan olurdum. Ne dersiniz?"
Sayfa 21 - İş Bankası Kültür Yayınları, 31.basım-Mart 2020, Çeviren: Nihal Yalaza TaluyKitabı okudu
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.