1900’lü yılların ilk dönemlerinde Türk-İslam kültürü temasıyla yazılmış hikayelerden oluşuyor kitap. Alparslan hikayesinden de bahsediyor, Maviş Boğazdan da. Türkçülük akımının kuvvet bulduğu yıllarda yazılmış ancak bazı hikayelerde aşırı övgülerin tekrara kaçtığını da belirtmek gerekir. Bunu aşmak için hikayeleri art arda okumayıp araya başka kitaplar sokarsanız daha rahat ilerliyor.
Dilde eski kelimelerin biraz fazlaca olduğunu söyleyebilirim ki yazıldığı dönem itibariyle gayet normal. Türk musikisi ve adetlerini beğenmeyen doktora raks eşliğinde ders verilen “Yarayı Kanatan”, bir aşk hikayesinin izdüşümü olan “Padişahımız Alınız Menekşelerimi”, Türkçülüğü mefkûre haline getiren ve bu yola baş koymayan herkese zamanla düşman kesilip çıldıran “Turhan Nasıl Çıldırdı” hikayeleri en çok hoşuma gidenlerden. Herkese keyifli okumalar :)