Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fitne Kalkıncaya Kadar Savaşın Ne Demektir?
Yine bazı alim ve müfessirlerin "Kılıç ayeti" dedikleri (müşrikleri topyekün öldürün) ayeti de (onlara göre) Bakara 190. ayeti neshetmiştir. Birçok Kur'an alim ve müfessiri, "Fitne kalkıncaya ve din yalnız Allah'a ait olana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık olmaz." (Bakara 2/193- ayetinde geçen "fitne" kelimesini "şirk" olarak tefsir etmişler ve bu ayetin şirk ve müşrikler ortadan kaldırılıncaya ve İslam dini hakim oluncaya kadar onlarla savaşmayı emrettiğini söylemişlerdir. Gayrı müslim taraftan birçok misyoner ve oryantalist, "Muhammed 'Sizin dininiz size, benim dinim bana' prensibine ancak zayıf şartlarda sadık kaldı, hicretten sonra kuvvetlenince kafirlerle savaşmaya başladı, müşriklerden ancak Müslüman olmalarını, Ehl-i Kitab'ıtan da teslim olup cizye vermelerinden başka bir şeyi kabul etmiyordu. İş sonuna dek bu şekilde devam etti. O, Müslümanları ganimet almaya teşvik ediyordu." demişlerdir. Kur'an pasajlarından ve Peygamber'in hayatındaki olaylardan anlaşılan gerçek yüzü ile konunun açıklanması iki tarafı da cevaplamaya yeterlidir. İslam, savaşı ancak risaleti ve Müslümanları özgürlüğe kavuşturmak için, Müslümanların özgürlük ve güvenliğini, davetin özgürlük ve hareketini garanti altına almaya, Müslümanlara ezâ ve İslamıa düşmanlığa mani olana dek işkence, düşmanlık ve engellemelere karşı meşru kılmıştır. Bu ilke, Peygamberin hayatının sonuna kadar muhkem olarak kalmıştır. Hacc Sûresi'nin 38-40, Bakara Suresi'nin 190-194. ayetleri bu konu hakkındadır. "Allah inananları savunur. Allah hiçbir hain nankörü sevmez." "Kendileriyle savaşılan (mü'min)lere, (karşıkoyma) izni verildi. Çünkü onlara zulmedilmiştir ve şüphesiz Allah onlara yardım etmeye kadirdir. Onlar, sırf 'Rabbimiz Allah'tır' dedikleri için yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın bazı insanları diğer bazılarıyla savunması olmasaydı, içlerinde Allah'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. (Fakat Allah, bazı insanları güçlendirerek, onlar vasıtasıyla mü'min kullarını savunur. Kendisine inananlar ile isminin anıldığı mabedleri korur.) Allah kendi dinine yardım edene elbette yardım eder. Kuşkusuz Allah kuvvetlidir, gâliptir." (Hacc 22/38-40) "Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın; fakat haksız yere saldırmayın, çünkü Allah haksız yere saldıranları sevmez”. "Onları nerede yakalarsanız öldürün, onların sizi çıkardıkları yer (Mekke)den siz de onları çıkarın! Fitne (baskı yapmak) adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram' da onlarla savaşmayın ki, onlar da sizinle orada savaşmasınlar. Fakat onlar sizinle savaşırlarsa, hemen onları öldürün. Kafirlerin cezası böyledir". "Eğer onlar (savaştan ve küfürden) vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık olmaz". "Haram ayı, haram aya karşılıktır. Hürmetler karşılıklıdır. Kim size saldırırsa, ona size saldırdığı kadar siz de ona saldırın, Allah'tan korkun. Bilin ki, Allah (günahlardan) korunanlarla beraberdir". (Bakara 2/190-194) Yukarıdaki ayetlerde bu ilke vurgulanmıştır. Bu ayetlerde müşriklerin Müslümanlarla savaşıyor oldukları açıkça belirtilmektedir. Buna ilaveten onlar zorla ve istemeden Müslümanları dinlerinden döndürmeye çabalıyorlar, Allah yoluna engel olup davetin seyrini engelliyorlar (nihayet) Müslümanlar perişan halde yurtlarından çıkmak zorunda kalıyorlardı. Bunların tamamı onlarla savaşmanın meşru kılınma sebebidir ve din özgürlüğü ilkesine de uygundur. "Fitne" kelimesinin şirk olarak yorumlanmasında büyük bir zorlama vardır. Fitne müşriklerin liderlerinin Mekke'de zayıf Müslümanlara karşı sürdürdükleri gibi Müslümanları İslam'dan dönmeye zorlamaktır. Bunun delili şu ayetlerdir: “İnanmış erkek ve kadınlara işkence edip (fitne) sonra tevbe etmeyenler; onlar için cehennem azabı vardır; ve onlar için yangın azabı vardır." (Büruc 85/10) “Sonra Rabbin şunların işkenceye uğradıktan sonra (fitne) göç eden, sonra savaşan ve sabredenlerin yanındadır. Elbette bundan sonra Rabbin bağışlayan, esirgeyendir". (Nahl 16/110) İyice düşünülürse Bakara 191'deki "Fitne ölümden daha şiddetlidir." cümlesinde de aynı anlam (işkence-zorlama) kastedilmektedir. Her halükarda bu kelimenin "şirk" şeklinde yorumlanması doğru değildir. Bakara Sûresi'nde geçen "Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık olmaz." (Bakara 2/199- ayeti; düşmanca tavırlarını, Müslümanlara zor kullanmayı bırakıncaya, risaletin (yayılma) özgürlüğü, Müslümanların din, can, mal ve hakları güvence altına alınıncaya kadar savaşma anlamına geldiğinin kuvvetli hatta kesin delilidir. Enfal Sûresi'nde de yaklaşık buna benzer bir ayet daha var dır: "Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki Allah ne yaptıklarını görmektedir.” (Enfal 8/39) Bu ayetin sonunda geçen "vazgeçerlerse" ifadesi, düşmanca tavır takınmak ve Müslümanlara baskı yapmak anlamlarının kastedildiğinin bir delilidir. İsra Sûresi'nde de "fitne" kelimesinin "geri çevirmek, dönmek ve döndürmek" anlamına geldiğini gösteren başka bir kesin delil daha vardır: "Az daha onlar baskı yapıp seni sana vahyettiğimizden ayırarak (fitne) ondan başkasını üstümüze atman için seni kandıracaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi." (İsra 17/73)
I, 234-236
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.