Gönderi

Edip Cansever Şiirinde, "Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar"
* Pera'nın yıpranmış arka sokakları.... Yüksek tavanlı kahverengi odalar... Karanfilli, uzun sigaralar... Ter, kan ve sidik kokusu...Çıplak bedenler...Teslim olunan cinsellik...Büyük ve uzun masalar...Levanten ömürleri...Vita kutularında kurumuş sardunya bitkileri...Likör, cin ve rakının kaçınılmaz sadakati... Ütülü, beyaz gömlekli, soluk bakışlı adamlar... Hepsi ama hepsi benim Edip'imin kalbinde tütsülenir. Kadınlar onda bir figür değildir. Hiçbir zaman yan rollere yakışmazlar. Hayatın tumturaklılığı içinde belirgin, bir o kadar dabelirleyicidirler. Umarsız ve yalnız görünüşlerinin ardında olanca yırtıcılıkları içinde avlarını beklerler. Belki de sınır durumdadırlar. Kendi eşiklerinden bir adım öteye geçemezler. Geçebildikleri bir yer varsa, o da şüphesiz ölümdür. Trajedilerini yaşarken gözyaşlarını içlerine akıtırlar. Dışarıdan bakıldığında durumlarından bir komedi bile çıkar. Ama bunun farkında değillerdir. Çoğu kuşatandır. Alaycıdır. Beklenti sahibidir. Art niyetlidir. Yine de kendi fesatlıklarında kaybolmazlar. *Eren Aysan
Sayfa 160 - EverestKitabı okudu
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.