- Biliyor musun İlya, sen tıpkı eskiler gibi konuşuyorsun. Eski kitaplarda da böyle yazarlardı. Ama neyse, buna da şükür. Hiç olmazsa kafanı işletiyorsun, uyumuyorsun. Söyle, söyle bakalım; daha neler düşünüyorsun?
- Daha ne söyleyeyim? Bu insanlara bir bak: Aralarında bir tek gürbüz, taze çehre yok.
- İklimden, bak senin yüzün de iyi değil,