Ellingham Akademi, zeki ve başarılı öğrencilere ücretsiz eğitim vermek amacıyla kurulmuş özel bir okuldur. Okulun kurucusu olan Albert Ellingham’ın eşi ve kızının kaçırılması dönemin esrarengiz olaylarından biridir. Çünkü ellerinde sadece ‘Şeytanın Ta Kendisi’ notuyla bırakılan bir bilmece vardır. Bu olaydan yıllar sonra Akademi’ye öğrenci olarak gelen Stevie Bell, bu cinayeti çözmeye kararlıdır. Çünkü ona göre asıl katil bulunamamıştır. En büyük amacı bu olayı çözmek olan Stevie, bir yandan bu amacını gerçekleştirmeye çalışırken diğer yandan yeni okuluna ve ilginç arkadaşlarına alışmaya çalışır. Fakat Şeytanın Ta Kendisinin geri döneceğini hesaba katmamıştır. Sırlar, ölümler, gizemler.. Stevie şimdi bir cinayet vakasını daha araştıracaktır. Bu ara sıklıkla okuduğum ve okumaktan büyük zevk aldığım bir tür Polisiye-gerilim. Özellikle Akademi kitaplarında bu tarzı okumayı çok seviyorum. Şeytanın Ta Kendisi, seriye giriş kitabıydı. Bir yandan geçmişe gidip kaçırılma olayını okurken bir yandan günümüze gelip Stevie’nin araştırmalarına eşlik ediyoruz. Kitap durgun başladı ve gittikçe temposunu arttırdı ve ben sayfaları ardı ardına çevirdim. Giriş kitaplarında detay okumayı seviyorum olaylar tam oturuyor ve soru işaretleri kalmıyor. Stevie’nin cinayetlere olan tutkusu oldukça zeki bir karakterdi, parçalarını birleştirmeye çalışmasını keyifle okudum ve o sondan sonra neler olacağını, kızımızın neler yapacağını çok merak ediyor devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Bizleri güzel ters köşeler bekliyor hissediyorum Akademik, polisiye-gerilim, gençlik kitaplarını seviyorsanız bu eser tam size göre.