Gönderi

Kalemi elime alıp yeniden bir şeyler yazmaya çabaladım. Geçmiş, şimdi ve dünya üzerine çeşitli düşüncelere dalmaktan bıkmıştım artık. Bir tek şey istiyordum yalnız. Kitabımı rahatça bitirmemi hiçbir şey engellemesin istiyordum. Ama beyaz sayfalara bakar bakmaz durakladım. Kağıtların görünüşü duraklatmıştı beni. Kalemim elimde, bu göz kamaştırıcı kağıdı seyretmeye koyuldum. Öylesine sert ve uzağı görücü; öylesine burada bulunan bir şeydi ki! Şimdi'den başka bir şey yoktu onda. Üzerine biraz önce yazdığım sözcükler kurumamıştı daha, ama artık benim olmaktan çıkmıştılar. "En korkunç söylentilerin yayılmasını sağlamak için her şey yapılmıştı ... " Bu cümleyi ben düşünmüştüm; başlangıçta. benden bir parça gibiydi. Oysa şimdi, kağıdın üzerinde yer almıştı: bana karşı duruyordu. Artık tanımıyordum onu. Onu yeniden düşünmek bile elimden gelmiyordu. Orada karşımdaydı; kaynağını gösteren bir belirtiyi aramam boşunaydı. Bir başkası yazmış olabilirdi onu. Ama ben, evet ben onu yazmış olduğumdan emin değildim. Harfler artık parıldamıyordu; kurumuştu. Bu da kaybolmuştu. Geçici parlayışlarından bir şey kalmamıştı geriye.
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.