Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
Allah’ı Yeterince Seviyor Muyuz?
“Allah Teâlâ’yı seven için O’nun sevgisinden daha önemli bir şey yoktur. Dünyayı seven içinse, nefsinin arzularından daha önemli bir şey yoktur.” (Sf. 56) Neden yaşıyoruz? Varoluş nedenimiz nedir? Unutuyoruz! Belki çoğumuz Allah’a yakın olmak istiyor ama şeytana takılıyor, nefsimize yeniliyor ve dünya derdine düşüp bu dünyaya neden geldiğimizi bile unutuyoruz. Yeni model bir telefon almak bizim için bir ölüm kalım meselesi iken ölümü hiç düşünmüyoruz. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor, ölümü kendimize kondurmuyoruz. Sanki dünyaya kazık çakacağız! Sonsuza dek yaşayacakmışız gibi hırslarımızın ve sahip olmak adına duyduğumuz o bitmek tükenmek bilmez iştahımızın kölesi olup şükretmeyi unutuyoruz. Bir çiçek gördüğümüzde hayranlıkla izleyip, O’nu yaratanı düşünmek ve şükretmek yerine o çiçeğe sahip olma arzumuza yenik düşüp dalından koparıyor ve ölüme mahkûm ediyoruz. Ama bizim de bir gün sıkı sıkıya sarıldığımız bu dünyadan koparılacağımızı ve ölümle yeni bir dünyanın kapılarına varacağımızı düşünmüyoruz. “Allah’ın nimetleri üzerinde düşünmek, ibadetin en faziletlisidir.” (Sf. 40) Bize verilen sayısız nimet için, her gün doğan güneş için, içtiğimiz su, yediğimiz yemek için, kabul olan dualarımız için… Ne de az şükrediyoruz değil mi? Derde düştüğümüzde yalvar yakar dua eden bizler dualarımız kabul olduğunda yeterince şükrediyor muyuz? Yemeğin yağına tuzuna bahane bulmaktan “Bugün de doyduk çok şükür” demeye fırsatımız kalmıyor. Ya da yediğimiz yemekleri sosyal medyalarda paylaşırken şükretmek aklımıza gelmiyor. Haksız mıyım? “Allah’ın nimetlerini anıp şükretmek, insanda Allah sevgisini doğurur.” (Sf. 37) Hal böyle olunca, dünyanın derdi omuzlarımıza yük olarak biniyor ve ezildikçe eziliyor, sızlanıyor, oflayarak geziyoruz belki de ortalıkta. Ne çile bitiyor ne dert bitiyor. Yetmiyor, bide öbür tarafa eli boş gideceğimizi bile bile para, mal, mülk derdine düşüyoruz. Ailemizi ya da çocuklarımızı (olanlar için söylüyorum) besliyoruz, her gün yemekler yapıyoruz, karnımızı doyuruyoruz da manevi duygularımızı beslemeyi, büyütmeyi unutuyoruz. Sonra mı? Sonra yine sonu gelmez dertler içinde çırpınıp duruyor, çırpındıkça daha çok batıyoruz. Bu kısır döngü böylece devam ediyor. Ve kayboluyoruz, acı çekiyoruz. Çünkü huzuru, mutluluğu çok yanlış yerlerde arıyoruz. Maddi ve dolayısıyla yapay mutlulukların peşine düşüyor ve elimizde koca bir doyumsuzlukla sürekli bir arayış içinde ömür geçiriyoruz. Peki mutlu olabiliyor muyuz? Huzuru bulabiliyor muyuz? Hayır, yüreğimiz gibi ellerimizde boş kalıyor. Bize çok istediğimiz huzuru verebilecek olan tek varlığın Allah olduğunu unutuyoruz. “Mutluluk, kişinin Rabbiyle yakın dostluğu ve O’nun iradesine teslim oluşudur.” (Sf. 107) Belki Allah’a yakın olmak istiyoruz ama bunu başaramıyoruz. Çünkü O’nu tanımıyoruz. O’nu tanıdıkça, inancımızın ve sevgimizin artacağını ve O’na yakınlaşacağımızı bilmiyoruz belki de. “Kulun Allah hakkındaki bilgisi ne kadar çok güçlenirse, O’na olan sevgisi ve O’na itaat etme arzusu da ona göre kuvvetli olur.” (Sf. 41) Daha çok dua etmeliyiz. İnancımız için, Allah’a yakın olabilmek için de dualar etmeliyiz: “Yüce Allah’ım, kalplerimizi sana imanla, sana kesin inançla, seni bilmekle, seni tasdik etmekle, seni sevmekle ve sana kavuşma özlemiyle doldur!” (Sf. 34) Sözün özü; Allah aşkını, Allah’a yaklaşmanın yollarını hadisler ve ayetlerle de destekleyerek anlatan güzel bir kitap. Allah’a yakın olmak, şeytanın tuzaklarından korunmak, nefsinizle yaptığınız savaşı kazanabilmek istiyorsanız, bu kitabı okumak iyi bir ilk adım olabilir. Tabi ki her şeyden önemlisi Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini okumak ve anlamaktır. Son olarak, asıl soru şu: Allah’ı yeterince seviyor muyuz? Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i yeterince seviyor muyuz? “Her kul kendisini kesinlikle Kur’an’la ölçüp tartabilir. Kur’an’ı seviyorsa, bilsin ki Allah’ı ve Peygamberini seviyordur.” (Sf. 61) Kitaptan inciler: “Allah tövbe edenleri sever.” (Bakara, 2/222) “Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.” (Hadîd, 57/4) “İsa Aleyhisselam buyurdu: Ey havariler! Allah’la çok, insanlarla az konuşun!” (Sf. 69) “Allah'a öylesine güvenip dayan ki yanında oturan o olsun! Yegâne samimi dostun O olsun! Derdine deva aradığın makam O olsun!” (Sf. 73) “Allah'tan öyle kork ki, O'ndan başka hiçbir korkun olmasın! Allah'tan öyle umut et ki, O'ndan başka kimseden umudun olmasın! Allah'ı öyle sev ki, senin için O'ndan daha sevgili hiçbir şey bulunmasın!” (Sf. 130)
Allah Aşkı
Allah AşkıEbu'l- Ferec Abdurrahman · Sufi Kitap Yayınları · 2022436 okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.