Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu incelemenin herhangi bir başlığı bulunmamaktadır.
İnsanoğlu daima geçmişin izindedir, geçmişinden bir türlü kopamaz. Çok lezzetli bir künefe yediğimizde dahi, mutlaka şerbeti herhangi bir kısmımızda bir iz bırakır; el, masa, telefon, pek sakarsak gömlek yahut kazak. Artık yemişizdir künefeyi lakin farkında olmasak bile izleri vardır. Geçmiş de böyledir bir bakıma. Geçtiğini düşünürüz lakin geçmiş, pek de geçmemiştir. Neden böyle bir girizgah yaptığım konusunda hiçbir fikrim yok, yalnızca geçmiştekilerin meşhur bir tabirine değinmek istemiştim. "Eskiden zorluk vardı." Zorluk olduğu için midir kalbin haykırışı. Yahut zorluklarda mı arayış içindedir insan, ki bence evet. Kendi tarihimizden örnek verecek olursak, hatta durun, Dünya Tarihinden örnek vereyim. Zira aramızda vardır muhakkak, eski Türk liderleri arasında ayrım yapıp, bir kısmı kabul edip bir kısmı etmeyen. Gelip incelemenin altına durduk yere "OOOO DEMEK SEN ŞUCUSUN HEE" demelerinden kaçınmak istiyorum. Fransız İhtilali dönemi, o zorlu dönemlerinde, hiç olmadıkları kadar edebiyat tarihine etki edecek yazar çıkardılar. Ruslar da aynı şekilde. Biz Türkler de öyle. Şu an okuduğumuz klasiklerimizin büyük bir bölümünün yalnızca belirli tarihler arasında yazıldığını görürüz; Yoksulluğun, acının, hüznün, adaletsizliğin zirve olduğu dönemlerde.. çünkü kalemin gücü, acıdır, hüzündür. Kalbin konuşması için, olağanüstü derecede sarsılması gereklidir. Bu nedenle şâirlerin hepsinin heybesinde hüzünleri, sefaletleri, bahstsızlıkları vardır. Vladimir Mayakovski'nin de öyle.. Ne cool bir isim ama değil mi, VLADİMİR MA YA KOVSKİİİ. Futbolcu olsaydı, spikerlerin ismini zikretmekten keyif duyduğu birisi olabilirdi lakin o Sovyet tarihinin en çalkantılı dönemlerinde bu muammalarla dolu gezegene gelmişti. Onun da heybesinde bu saydıklarımız vardı. Kendisi 3 kere tutuklanmış, kim olduğu bilinmeyen babasının ölümüne oldukça genç bir yaşta şahit olmuştu. Okuldan atılmasını, hiç saymıyorum bile. Lükse bakın, edebiyat dünyasının arka bahçelerinden olacak olan, Rus şiirin ışığı olarak nitelendirilecek ismi okuldan atmak.. Kendisi oldukça entelektüel birisiydi. Sanatın her kolunda donanıma sahipti. Oyunlarıyla da oldukça bilinirdi. Hatta rivayet odur ki; Maksim Gorki'nin eşi Maɾia ise anılaɾında Vladimir Mayakovski hakkında şöyle demiştir: "...1918'de Vladimir Mayakovski'yi sahnede izledim. Bana göɾe o eğeɾ bu meslekte ileɾlese idi müthiş biɾ oyuncu olabilirdi." Bu şairimize göɾe bulut çağdaş sanatın biɾleştiği biɾ değeɾdir. Bunun yanında cehennem şiddet ve biɾeycilik gibi şeyler de yeni biɾ anlam kazanmıştır. Lirizmin de üst raddesine denk geldiğimiz o büyüleyicisi satırlarında, çok kez denk gelmek mümkündür. 1915-1917 yıllaɾı aɾasında kendisinin biz okurlar arasında adıyla beraber anılmasına müsebbib olan Lili Brik büyük bir aşk yaşar, yıllaɾca bu aşkın etkisinde kalır. Vladimir Mayakovski'nin Moskova'nın fütürist sanatı kabul edeceğine dair en ufak biɾ şüphesi yoktur. Ona göɾe devɾim onun devrimidie ve devɾim geɾçekleştiğinde tüm düşleri geɾçek olacaktır. Tüm şairlerin, böyle düşlerinin olduğu gerçeği, şiirin de bir amacı, gayesi olduğunu, ve bu yolda en güçlü envanter olduğu gerçeğini göz önüne getirmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki Lenin, Mayakovski'nin bu pek açık sözlü kelamlarından oldukça hoşlanıyordu, zira propagandalarında ondan çok faydalanırdı. Peki bu şairimizin sonu ne oldu diye soracak olduğunuzu duyar gibiyim, en azından bu kısma gelen bir avuç kişiden birisi bile soruyordur, söyleyeyim. 37 yaşında intihar.. intihar kavramına, arkadaşı nedeniyle oldukça karşı çıksa da, kendisi de ona başvurmuştur. Şair de olsa insanlar böyledir, her ne varsa taşladığı, kendisi de onu muhakkak yapmış yahut yapacaktır. Mayakovski 1930 yılında bir tabanca kurşunuyla canına kıymadan önce yazdığı mektup-şiiri sizlerle paylaşıp, müsaadenizi istiyorum. Buraya kadar geldiyseniz, teşekkür ederim. Ve yine buraya gelen olduysa, ondan yarinki maçta Galatasaray'ın kazanması yönünde dua ve dileklerde bulunmasını rica ederim.. hoşça kalın, kitaplarla kalın.. "Hepinize!.. İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedikodudan, unutmayın ki merhum nefret ederdi. Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. İş deği bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem), ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı. Lili, beni sev. Hükümet yoldaş! Ailem: Lili Brik, anam, kız kardeşlerim ve Veronika Vitoldovna Polonkaya'dan ibarettitir; yaşamalarını sağlarsan, ne mutlu bana... Bitmemiş şiirleri Brik'lere verin, ne lazımsa onlar yapar. "Bir varmış bir yokmuş" derler hani: Aşkın küçük sandal hayat ırmağının akıntısına kafa tutabilir mi! Dayanamayıp parçalandı işte sonunda. Acıları mutsuzlukları karşılıklı haksızlıkları hatırlamağa bile değmez: Ödeşmiş durumdayız kahpe felekle. Ve sizler mutlu olun yeter." Mayakovski
Şiirler
ŞiirlerVladimir Mayakovski · Varlık Yayınları · 1986370 okunma
·
386 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.