Charles Bukowski’nin 71 yaşında doktor tavsiyesiyle günlük tutmaya başlamasıyla ortaya çıkmış olan bu kitabı okumak çok hoşuma gitti.
O yaşa geldiğinde artık nispeten uslanmış bir adam olan Bukowski belki de yazar olarak hayatının en verimli döneminde hissediyor kendini.
Artık yazmak için haftanın altı günü at yarışları izlemek, klasik müzik, kedileri ve macintosh bilgisayarından başka bir şeye ihtiyaç duymaz olur. Ekranın karşısına geçince kelimeler ekranda şimşekler gibi çakıyorlardır. Sürekli ölümü düşünmektedir , ve bu onu daha çok ve daha güzel yazmaya iter.
Yazarımızın günlük hayatını en olduğu haliyle anlattığı bu kitap çok okunası bir kitap bana göre…
Okuyacak olanlara KEYİFLİ OKUMALAR…