*spoiler içerir* Kafaları karıştıracak bir kitap Hendek. Okurken sıkılmayayım, sürekli düşüneyim, ben de şüphelenip sorgulayayım diyorsanız, yeni bir yazarla tanışmak, güncel bir şeyler okumak arayışındaysanız bir şans vermelisiniz. Herman Koch daha önceden okuduğum bir yazar değildi. Hendek kitabıyla tanıştık fakat belli ki kendisinden okuyacağım başka kitaplar da var. Modern çağın sorunlarını dillendiriyor yazar, yel değirmenleri hakkında konuşuyor, Tanrı var mıyı sorgulatıyor, intihar sadece işler kötüyken mi düşünülürü seslendiriyor, uzun yıllardır süren mutlu evlilik hissettiğin kadar mutlu mudurla şüphelendiriyor seni. Ana karakterimiz Robert Walter Amsterdam Belediye Başkanı'dır. Çevresinin gıptayla baktığı, kendisinin de büyük bir aşkla bağlı olduğu mutlu bir evliliği vardır. Peki bu evlilikte kaç kişiye yer vardır? Sevgili eşi Sylvia da onunla aynı mı düşünüyor yoksa bu evlilikte başka biri için bir yer çoktan ayrılmış mı? Robert yeni yıl resepsiyonunda sevgili eşinin, belediye encümenlerinden biriyle konuşurken onun anlattıklarına kahkahayla eşlik eden karısını görünce eşinin onu aldattığı şüphesine kapılır ve evliliğini sorgulamaya başlar. Tam da bu sırada 94 yaşındaki babası, annesiyle birlikte hayatlarına son vereceklerini söyler. Hayatı imrenilen gözlerle bakılan Robert'ın nasıl korkularının esiri olduğunu, kıskançlık ve paranoya dolu bir eşe dönüştüğünü kendi gözlerinizle göreceksiniz. Robert'ın hayatı gerçekten mükemmel miydi yoksa o öyle mi görmeyi tercih ediyordu? Bu romanda Robert'ın her şeyi nasıl olduğu gibi görmeye başladığını okuyoruz. Bilinç akışı tekniğinin kullanılması bu açıdan kitabı daha kolay okunabilir hale getiriyor.**spoiler içerir*** Robert'ın kabaran kıskançlığını ve paranoyasının esiri olmasını okurken bazı noktalarda sabrımın taştığını hissettim. Eşinin geldiği ülkeyi o yaşantıyı içten içe yeren bir karakter Robert. Evet karısına çok aşık ama aynı zamanda onun tost makinesi için pazarlık yaptığını gördüğünde birkaç adım gerisinde utana sıkıla duracak kadar da farklılar. Aşkla bunu çözebileceklerini düşünen, 30 yılda da bunun yürüdüğü bir ilişki görüyorum onlarda. Ama yeni hayatları gösteriyor ki aşk her şeye yetmiyormuş. Robert'ı paranoyasından dolayı o kadar çok suçladım ki kitabın sonunda buna çok pişman oldum. Bu aşırı şüpheci hareketleri aslında eşini tanıdığından bu boyuta ulaşmış. Ve Sylvia bunu cidden çok güzel oynamış, Robert anıları temiz kalsın diye böyle çırpınırken bir yalanın üstüne bu evliliği olduğu gibi sürdürmeyi çok iyi başarmış bir karakter Sylvia. Robert'ın anne ve babasının durumu çok daha karmaşık. Hiperaktif, enerjisi asla bitmeyen, genç kızları 94 yaşındayken bile güldürebilen bir baba ve onun aşırılıklarından bunalmış, daha sakin ve kurallı bir hayat sürmek isteyen bir anne. Bu çiftin farklılığı sizi yanıltmasın, aralarındaki uyum her şeyi çözüyor. Peki güzel anılarla hatırlanmak için yaşama veda etmeyi de çözer mi? Eşinizle intihar etmeye karar verirseniz, fazla doz aldığınız halde siz gidemezseniz ve bundan sonra tek başınıza devam etmek zorunda kalırsanız, hayata ufak şeylerle bağlandığınızı ve aslında yaşayabildiğiniz kadar yaşamanız gerektiğini artık fark edebiliyorsanız, yine de buna devam edebilir misiniz, bu hisle yaşayabilir misiniz? Ve Bernhard; yaşamı, ölümü düşünen, bu hayatta utancın insan icadı olduğunu söyleyen, tanrı'yı sorgulayan bir karakter. Bir favori seçmek zorunda kalırsam kendisini seçerim. Düşünceleri sadece bu kitapla sınırlı kalmıyor, sizi zihninizde uzun bir yolculuğa çıkartacak. Üzerine yazılacak, çizilecek öyle çok şey var ki ben de çok doluyum bu konuda. Lütfen bu kitabı okuyun, uzun süre geriye dönüp sorgulayacağınız çok şey var.

HendekHerman Koch · Yapı Kredi Yayınları · 2022130 okunma

·

172 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seynanur