Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Karanlık Felsefesi Hüseyin Rahmi Gürpınar, seksen yılı bulan ömründe çeşitli türlerde çok sayıda esere imza atmış; az sayıda olmakla beraber tercümeler de yapmış bir yazarımızdır. Yazdığı döneme denk gelen edebiyat akımlarına yakınlık duymaz, toplum için sanat anlayışıyla kendine has üslubunu sürdürür. Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre Hüseyin Rahmi’nin Türk edebiyatındaki önemi Türk romanına sokağın, gündelik konuşmanın onunla girmesidir. Berna Moran ise onun en güçlü yanının ve romancı olarak ününü sağlayan şeyin mizahı olduğunu söyler. Toplumun belli bir tabakasına değil, geniş halk kitlelerine hitap eder. Şahısları kendi dil ve şiveleri, gelenek-görenekleri ve kültürleriyle yansıtmada, tipleri karikatürize etmede oldukça başarılıdır. Gürpınar’ın, Şık isimli romanıyla yazın dünyasına girmesine vesile olan Ahmet Mithat’ın “popüler roman” anlayışını devam ettirdiği söylenir. Çok sayıda kitap yazması, eğlenceli bir üslup benimsemesi, meddah geleneğinden yararlanması, öğretici bir hava takınması açısından Ahmet Mithat’a benzediği doğrudur. Ayrıca, onun gibi Gürpınar da kitaplarını düşüncelerini yaymak için bir zemin olarak gördüğünden roman tekniğine uygun olmayan, üslup ve estetiği hiçe sayan müdahalelerde bulunur. Bu nedenle Tıpkı Ahmet Mithat’ta olduğu gibi Gürpınar da dönemindeki bazı eleştirmenler ve edebiyatçılar tarafından basitlikle itham edilmiştir. Benzerliklerine karşılık bence yazarın Ahmet Mithat’tan ayrılan yönleri çok daha çarpıcı. Örneğin, Ahmet Mithat’ın Felatun Bey ve Rakım Efendi romanıyla Gürpınar’ın Şıpsevdi romanlarını ele alalım. İkisi de Batılılaşmayı yanlış anlayarak özünden kopmuş züppe kişileri hicveder. Ancak Ahmet Mithat’ın Felatun Bey’i bu özelliğiyle yalnızca kendine zarar verir. Kendi kendini gülünç durumlara sokar, kendi parasını yer bitirir. Ancak Gürpınar’ın Meftun Bey’i alafranga hayatını devam ettirebilmek için her türlü ahlaksızlığı yapar ve çevresindeki herkesi yoldan çıkarır. Felatun Bey’in karşısına konan Rakım Efendi Batılılaşmayı öz değerleriyle harmanlamayı başarmış ideal tiptir. Ancak Meftun Bey’in zıddını temsil eden Kasım Efendi Batı’dan bihaber, varyemez, yobaz ve cahil bir tiptir. Hüseyin Rahmi’de birbirinin karşısına konan iki tip de aynı derecede ve kendi kulvarında ahlaksızdır. Ahmet Mithat toplumun yalnızca ahlaksız ve çirkin yönlerinin gösterilmesine kızar. Ona göre toplum ancak iyi ve ideal olanın ona gösterilmesiyle eğitilebilir. Gürpınar ise tam tersi yönden giderek yanlış olanın gülünçlüğünü gösterir. Şüphesiz bunda Ahmet Mithat’ın romantizm, Hüseyin Rahmi’nin ise realizm ve natüralizm akımlarının etkisinde kalmasının payı var kuşkusuz. Yine yukarıdaki roman örneklerinden gidecek olursak, Ahmet Mithat romanında ağırlıkla ideal tip olan Rakım Efendi’yi anlatırken Gürpınar’ın romanında neredeyse baştan sona Meftun Bey’in ahlaksızlıklarını okuruz. Felatun Bey romanın sonunda babadan kalma servetini yiyip bitirirken Meftun Bey kayınpederini dolandırarak yurtdışına kaçar. Zincirleme zinalar ve çocuk düşürmelerle birleşince ilk çıktığı dönemde bu kitabın neden yasaklandığını anlamak güç değil. Felsefeden hiç hazzetmeyen, toplumsal sorunlara yüzeysel çözümler öneren Ahmet Mithat’a karşılık Hüseyin Rahmi felsefenin dibine vurur, toplumu kökten değiştirmeye çalışır. Sosyal adalet, kadın-erkek ilişkileri ve din konusunda dönemini hatta bugünün Türkiye’sini bile aşan düşünceleri vardır. Birincisi, zenginliğin yasaların koruması altında yapılan hırsızlık olduğunu, bu nedenle zenginlerden çalmanın yanlış olmadığını savunur. Bir yandan güçlünün zayıfı ezdiği bu düzene karşı halkı bilinçlendirmeye çalışırken bir yandan da insanın bencil doğası gereği bu düzenin hiçbir zaman değişmeyeceğini düşünür. İkincisi, aşk denilen şeyin yalnızca şehvetten ibaret olduğunu, toplum kurallarının insan doğasını baskılayarak onu mutsuz ettiğini düşünerek serbest ilişkiyi savunur. Üçüncüsü, hurafeler, batıl inançlar ve hatta Cumhuriyetin ilanından sonraki anlatılarında bizzat dinin kendisinin halkın geri kalmasına neden olduğunu ileri sürer. Ancak hurafeler dışındaki konulara ilişkin düşüncelerini eserlerinde tutarlı bir şekilde yansıtmaz ve (kendini kanundan ve halkın tepkisinden koruma güdüsüyle) bunları halka yabancı, düzenbaz, deli karakterlerin ağzından aktarır. Bu durum, yazarın roman tekniğini zedelerken okurun yazarı anlamasını da güçleştirir. Bu noktada Berna Moran’ı övgüyle anmak istiyorum. Hüseyin Rahmi ve eserlerine ilişkin birçok şey okudum ama beni en çok aydınlatan onun incelemesi oldu. Bir yazarın eserlerini anlamada onu tanımak, onun iç dünyasını anlamak çok önemli. Örneğin, birçok yerde Mürebbiye romanında yazarın Batı etkisinin aile üzerindeki olumsuz etkilerini göstermeyi amaçladığı söyleniyor. Oysaki Hüseyin Rahmi’yi çok iyi çözümlemiş olan Moran, bu romanın yukarıda da bahsettiğim yazarın insan doğasına ilişkin düşüncelerini yansıttığını belirtiyor. Yine Şıpsevdi romanı birçok yerde yalnızca yanlış Batılılaşmanın eleştirisi olarak algılanmış. Oysa yazar, yukarıda değindiğim birçok düşüncesini Meftun Bey’in ağzından bize aktarmış. Tanzimat döneminden başlayarak birçok farklı yazar ve eserini okudum. Hüseyin Rahmi Gürpınar, üslup açısından olmasa da düşünce dünyası açısından şimdiye dek okuduğum en ilginç yazardı diyebilirim. Özellikle Şıpsevdi romanı, gereksiz uzun tasvirlerine ve karmakarışık felsefesine karşılık Hüseyin Rahmi’nin fikir dünyasına en iyi ışık tutan eserlerinden biri diye düşünüyorum (Sırf Zarafet Kalfa karakteri için bile okunabilir:d) Alternatif olarak yazarın sosyal adalet konusundaki düşüncelerini anlamak için Hakka Sığındık, kadın-erkek ilişkileri konusundaki bakış açısını görmek için Mürebbiye, hurafe ve batıl inançlara yaklaşımını görmek için Gulyabani’yi tavsiye edebilirim. Gulyabani aynı zamanda okuması çok keyifli bir kitaptı. İyi okumalar. Kaynaklar: * Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1, İletişim Yayınları * Cevdet Kudret, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman (1859-1959), Bilgi Yayınevi * Nüket Esen, Ahmet Mithat: Hikâye Anlatan Adam, İletişim Yayınları
Şıpsevdi
ŞıpsevdiHüseyin Rahmi Gürpınar · Özgür Yayınları · 20142,100 okunma
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.