Gönderi

Efendiler, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkı medenidir. Tarihte medenidir, hakikatte medenidir. Fakat medeni âleme -ben sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi söylüyorum- medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, fikriyle, zihniyetiyle medeni olduğunu ispat etmek ve göstermek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, aile hayatıyla, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek mecburiyetindedir. Kısacası, medeniyim diyen, Türkiye'nin hakikaten medeni olan halkı, başından aşağıya kadar harici vaziyetiyle de medeni ve olgun insanlar olduğunu fiilen göstermeye mecburdurlar. Bu son sözlerimi çok açık beyan etmeliyim ki bütün memleket ve cihan ne demek istediğimi kolaylıkla anlasın. Bu izahatımı yüksek heyetinize, hepinize bir soru yönelterek yapmak istiyorum, soruyorum: Bizim kıyafetimiz milli midir? (Hayır, hayır sesleri.) Bizim kıyafetimiz medeni ve milletlerarası mıdır? (Hayır, hayır sesleri.) Size iştirak ediyorum. Tabirimi mazur görünüz, altı kaval üstü şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet ne millidir ve ne de milletlerarasıdır. O halde kıyafetsiz bir millet! Bu olur mu arkadaşlar? Böyle vasıflandırılmaya razı mısınız arkadaşlar? (Hayır, hayır, katiyen sesleri.) Çok kıymetli bir cevheri çamurla sıvayarak âlemin gözleri önüne koymakta mana var mıdır? Ve bu çamurun içinde cevher gizlidir, fakat anlayamıyorsunuz demek isabetli midir? Cevheri gösterebilmek için çamuru atmak elzemdir ve tabiidir. Cevherin muhafazası için bir mahfaza yapmak lazımsa onu altından veya platinden yapmak icap etmez mi? Bu kadar açık bir hakikat karşısında tereddüt caiz midir? Bizi tereddüde sevk edenler varsa, onların ahmaklığına ve bönlüğüne hükmetmekte hâlâ mı tereddüt edeceğiz? Arkadaşlar, Turan kıyafetini araştırıp canlandırmaya mahal yoktur. Medeni ve milletlerarası kıyafet bizim için çok cevherli, milletimiz için layık bir kıyafettir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pantolon, üstünde yelek, gömlek, kravat, yakalık, ceket ve elbette bunların tamamlayıcısı olmak üzere başta siperlikli başlık… 27 Ağustos 1925 İnebolu Türk Ocağı'nda Nutuk (ATABE, c.17, s.285-286; Cumhuriyet, 29 Ağustos 1925, No: 469, s.1-2; Vakit, 29 Ağustos 1925, No: 2752, s.1; Hâkimiyeti Milliye, 30 Ağustos 1925; No: 1513, s.1; Akşam, 30 Ağustos 1925, No: 2471, s.1; Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s.208-212)
Sayfa 217 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.