Kitabın baş kahramanı kendi halinde, toplumdan biraz soyutlanmış ve zararsız bir devlet memuru. Bu hali çevresi tarafından hor görülmesine neden oluyor. Paltosu çok eskidiği için bir palto almak ihtiyacı hissediyor lakin maddi imkanlar onu zorluyor. Talihi yaver gidiyor ve bir palto ediniyor. Bu yeni palto kahramanımıza toplum içinde farklı bir yer edindiriyor. Ye kürküm ye misali. Hatta palto hatırına bir davete bile katılıyor. Ancak gelin görün ki eve dönüş yolunda palto gasp ediliyor. Çabaları paltoyu bulmaya yetmeyen kahramanımızın kahrından ölüyor. Bu kadar basit görünen bu hikaye buraya kadar gayet güzel anlatılmış. Buradan sonra ise olay fantastik bir hal alıyor. Ve şehir efsanesi palto çalan bir hortlak dolaşıyor ortalıkta. Bu kısmı açıkçası çok da sevmedim. Benim beklentim bu hortlak olayını şehirde yayıp insanları korkutarak geceleri gasp eden bazı uyanıkların yakalanmasıydı. Hikayenin sonunu okuyucuya bırakıyorum.